Sebasöz bezlerinize bir süredir, aslında yaşam boyu sahipsiniz. Rahimdeki dördüncü ayınızda cildinizin altında görünmeye başlar ve kafa derisi ve yüzünüzde en yüksek yoğunlukta bulunur ama avuç içlerinizle ayak tabanlarınız haricinde her yerde bulunurlar.

Bu bezler genelde tek bir kıl folikülüne bağlı olurlar (göz kapaklarınız ve dudaklarınız gibi kılsız yerler hariç, onlar tek başlarına çalışır.) Sebasöz bezler, cildinizle saçınızı nemlendirip su geçirmez hale getiren doğal yağlar olan sebum salgılamaktan sorumludur. Cildin dermal tabakasının derinliklerinde, yağları vücuttan soğuran özel salgı hücreleri sebasöz beze girip dağılırlar. Bu noktada, o hücreler sebum haline gelir. Sebum kıl folikülünün lümende (sapta) birikir, orada cildin dış tabakasına, stratum korneuma çıkarılır. Başka deyişle, vücudunuz salgılanan yağları ve hücre birikintilerini cildinize ve saçınıza püskürtür.

Şampuan kullanmamıza şaşmamalı.

Ne kadar iğrenç gelse de bu gerekli bir işlev sağlar. Görmüş olduğumuz üzere sabum cildinizle saçınızı su geçirmez hale getirip nemlendirir. Bu madde olmaksızın cildiniz kuruyup erkenden dökülerek büyüyen hücreleri etkenlere maruz bırakır. Ama sebumun saçınızda ve cildinizde birikmesine izin vermek yıkanmamış ve yağlı olmakla aynı değil midir? Modern batı kültüründe kesinlikle öyle.

Banyo yapma ve saç yıkama rutinlerimiz, cildi ve saçı sabun ve şampuanlarla köpürterek doğal yağlarından mahrum bırakmaya, ardından nemlendiriciler ve düzelticilerle takviye etmeye dayanır. Bu (genelde) günlük ritüeli birkaç nedenle yürütürüz: Batı standartlarında yağlı, yıkanmamış saç genelde kabul görmez ve birkaç günden fazla banyo veya duş yapmamak iğrenç gelir. İkincisi, bu yağlar sebumun kıl foliküllerinde yedeklenip yağları yağ asitlerine parçalayan bakteriler için açık büfe yaratan akne vulgaris gibi cilt durumlarına yol açabilir. Bunlar, kendini akne olarak sunan alerjik bir reaksiyon yaratır.

Ama saçınızı hem yıkamanın hem yıkamamanın yararları ve zararları varsa bir denge sağlanmalıdır. Saçınızı tam olarak ne kadar sıklıkta yıkamalısınız?

Şampuanlamak ya da şampuanlamamak

Peki, kabul edilebilir ölçüde kokmayan bir toplum üyesi olarak statünüzü korumak istiyorsunuz. Çok güzel. Bu sizi nerede getiriyor? Saçınızı ne kadar sıklıkta yıkamalısınız?

Yanıt, kişisel tercihe gelip dayanıyor. Cilt, saç ve kafa derisinde uzmanlaşan tıbbi profesyoneller, dermatologlar ve trikologlar arasında bile, şampuanlanlamanın yararları ve kullanılacaksa ne kadar sıklıkta kullanılması gerektiği hakkında anlaşmazlık vardır. Sık şampuanlanmaya karşı bazı uzmanlar, sebumun tamamen temizlenmesini telafi etmek için aşırı üretimine yol açtığını ileri sürerler. Başka uzmanlar sebumun gözeneklerde ve kıl foliküllerinde toplanıp akne gibi cilt sorunlarına neden olmasını önlemesi için gerekli olduğunu söylerler.

Günlük evde şampuanlanma nispeten yeni bir şeydir. 1950’li yıllarda, kadınların saçlarını haftada bir kere kuaförde yıkatıp yaptırması yaygındı. Bu insanlar böyle iyi idare ediyorlardı ve bu trend son yıllarda yeniden canlandı çünkü daha çok kuaför müşterilerinin günlük yerine haftalık şampuanlanmayı geçmeyi seçtiklerini bildiriyor.

20. yüzyılın başlarında kadınlar kuaförler ziyaretleri arasında bir ay bırakmaya eğilimliydi. Ama New York Times gazetesinde 1908 tarihli bir makale, iki haftada bir şampuanlanmanın tamamen kabul edilebilir olduğunu okuyucularına söylediğinde şampuan kullanımında büyük değişiklik başlattı.

Bazı kişiler şampuanlanmayı daha uzun sürelere ertelemeyi öğrenmişlerdir. Şampuansızlaşmanın etkileri hakkında kontrolsüz ve hazırlıksız bir çalışma, 2007 yılında Avustralya’da bir radyo programında bir konuk on yıldır saçlarını yıkamadığından bahsedince farkında olmadan başladı. Programa telefonlar geldikten sonra, altı haftalık bir deney başlatıldı ve 500 dinleyici katıldı. Altı hafta şampuansızlıktan sonra, katılımcıların %86’sı saçlarının düzenli şampuan kullandığı zamandan daha kötü ya da daha iyi olmadığını bildirdi.

Bazı kişilerse saçlarını temiz tutmak için başka yöntemler kullanır. Pazarda doğal yağların bir kısmını soğuran kuru toz ürünleri mevcuttur. Kalıntılar tülbentle silinir ve tarakla atılır. Karbonat da benzer bir işlev görür. Çiğ yumurtayla ve son durulamada limon suyuyla birleştirildiğinde tamamen doğal bir saç temizleme yöntemi sağlar.

Uzm. Dr. Günnur ÖNARSLAN

Merhaba, Ben 19 yaşındayım. Benim 2 yıldır saçlarım sakalım affedersiniz kaltuk altı tüylerim dahi çok geç uzuyor ben bundan önceleri saçıma hergün fö... devamı