Meme rekonstrüksiyonunun, kanserli doku alındığı sırada anında yapılabildiği gibi ileri düzeydeki vakalarda tedavinin tamamlanmasından sonra da gerçekleştirilebildiğini söyleyen Yavuzer, bu işlem için hastanın kendi dokusu ya da silikon protezlerin kullanıldığını kaydetti.
Hastanın karın, sırt ya da kalça dokularının kullanımının mümkün olmadığı durumlarda silikon malzemelerden yararlandıklarını aktaran Yavuzer, tedavinin bir yıllık süreç içerisinde üç ameliyatla gerçekleştirildiğini, meme rekonstrüksiyonu sonrası kişilerin hayata bağlılığında ciddi artış meydana geldiğini söyledi.
Yavuzer, hastalığın çok ilerlediği durumlarda, hasta açısından bir yıllık bir ameliyat macerasına girmemek için meme rekonstrüksiyonu tedavisini tercih etmediklerini belirtti. Silikonun kanser yapıp yapmadığına ilişkin tartışmalara yönelik bir soru üzerine Yavuzer, şöyle konuştu:
''Silikon tıpta çok kullandığımız bir malzeme. Kataterler, bazı dikiş materyalleri de silikon ham maddesine sahiptir. Silikon meme protezinin kansere neden olduğuna ilişkin bir bilgi yok. Kanser bütün dünyada artıyor. Estetik amaçlı meme protezi koydurmuş bir kadın da, her kadın gibi kansere yakalanma riskine sahiptir. Silikon, başka düzeltici ameliyatlarda da güvenle kullandığımız bir materyal olarak karşımıza çıkıyor.''
Yavuzer, bu ameliyatların SGK ve kimi özel sigortaların kapsamında yer aldığını, plastik cerrahinin ana konularından biri olan meme rekonstrüksiyonunun, kolunu, bacağını kaybeden kişilere yönelik tedaviler gibi değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
''Silikon teknolojisindeki gelişmeler göz önüne alındığında 20 sene önce takılmış bir silikon protezin değiştirilmesi gerekir mi?'' sorusuna verdiği yanıtta Yavuzer, bu protezlerde bir deformasyon olup olmadığının, rutin kontrollerde görülebileceğini belirtti.
''Hastalık oluşmadan memenin alınması, meme kanseri riskini azaltmada en etkili yöntem''
VKV Amerikan Hastanesi Genel Cerrahi bölümünden Dr. Canan Gürsel de, kadınlarda en sık görülen kanser olan meme kanserinin, ölümlerde ikinci sırada yer aldığını, bunun da, hastalığın tedavi edilebilir olduğunu gösterdiğini kaydetti.
Dünyada her 11 dakikada bir kadının bu hastalık nedeniyle kaybedildiğini ve her 3 dakikada bir kadının bu hastalığa yakalandığını söyleyen Gürsel, memenin, hastalık oluşmadan koruyucu amaçla alınması anlamına gelen ''profilaktik mastektomi''ye ilişkin bilgi verdi.
Gürsel, bu tedavinin genetik testi pozitif olan, görüntüleme ve biyopsilerde kanser riski yüksek patolojileri göstermiş ya da psikolojik yardıma rağmen meme kanseri anksiyetesiyle baş edemeyen ve takip imkanı olmayan kadınlara önerildiğini belirterek, ayrıca tek memesinde kanser olan kadınların diğer memesine de uygulanabildiğini aktardı.
Canan Gürsel, ''Meme kanseri riskini azaltmada kemoprovansiyon denilen ilaçlar ve yumurtalıkların çıkartılması gibi yöntemler de mevcut ancak profilaktik mastektomi hala meme kanseri riskini azaltan en önemli yöntem. Bu girişim sonrası meme kanserine yakalanma oranı yüzde 1'den az'' diye konuştu.
Prof. Dr. Erhun EYÜBOĞLU
Merhabalar Erhun Hocam benim size bir sorum olacaktı annem 45 yaşında sol göğsünde bir sertlik hissetmesi nedeniyle mamografi çektirdi sonuçlarında m... devamı
Meme Kanseri Ve Biyolojik Tedavi
Silikon Meme Protezi İle Kanser İlişkisi
Hormon Replasman Tedavisi Ve Meme Kanseri Riski
Meme Kanserini Nasıl Önleyebilirim?
Meme Kanserinin Evreleri