Bebek anne karnında iken, akciğerleri tümüyle devre dışıdır. İhtiyacı olan havayı ve oksijeni göbek kordonundan alır ve vücuttaki organlara taşır. Bu taşıma işleminin düzgün işleyebilmesini sağlayan, elektrosit denilen ve kırmızı kan hücrelerinin içinde oksijen taşıyan yapı, özel bir yapıdır. Ancak bebek anne karnından çıktıktan sonra akciğerler devreye girer. Bu durumda oksijen taşıyan hemoglobinin değişmesi gerekir. Bu nedenle kırmızı kan hücrelerinin hemen hemen hepsi yavaş yavaş yıkılır. Bu yıkılma sonucunda sarılığa da neden olan bilirubin denilen madde, idrar yoluyla atılır. Yıkılanların yerine aynı oranda yeni hemoglobinler yapılır ve bebeğin kan dengesi sağlanmış olur.

Eğer bebek bu dönemde çok iyi beslenemezse, idrar miktarı az olursa, bu koşullarda bilirubin atılamayacağı için sarılık meydana gelebilir. Ya da kan hücrelerinin yakımı fizyolojik olmanın dışında, kan uyuşmazlığı gibi bir takım kan hastalıklarına bağlı olarak gelişiyorsa, yıkım çok hızlı gerçekleşeceği için idrarla atılımı yetersiz kalır. Bu durumda da yine sarılık ortaya çıkacaktır.