Yeni bir çalışmaya göre anoreksiya nervoza ve blumia nervoza gibi farklı yeme bozuklukları olan gençler beyinlerindeki farklı aktivite motiflerine bağlı olarak ayırt edilebilir.

Sonuçlar hastaların beyin aktivite motiflerinin hastalıkları ile el ele olan kişilik ve davranış yönleriyle örtüştüğünü gösterir. Örneğin, fazla yemek yiyen ve ardından yediklerini çıkartan blumia hastaları düşüncesiz ve risk arayışı içerisinde olurlar ve bu kişilerin dükkandan eşya çalma gibi spontane gelişen davranışlarda bulunduğu rapor edilir. Diğer taraftan gıda alımını kısıtlayan anoreksiya hastaları çekingen ve huzursuz olurlar.

Belirgin yeme bozuklukları bulunan hastalar arasındaki benzerliklere rağmen araştırmacılar beyin seviyesinde farklılıkların ortaya çıktığını söylemiştir. Bu rahatsızlıklar için terapiler anoreksiya olan kişilerde endişe ve blumia olan kişilerde düşüncesizlik gibi belirli özelliklere göre düzenlendiğinde daha etkili olabilir.

Çalışma Amerikan Psikiyatri Dergisinin Ocak sayısında yayımlandı.

Çalışmada 16 anoreksiya hastası, 15 blumia hastası ve 16 yeme bozukluğu bulunmayan katılımcı yer aldı. Anoreksiya hastalarının ve sağlıklı bireylerin yaş ortalaması 15 ve blumia hastalarının yaş ortalaması 17’di.

Hastalar belirli ipuçlarına karşı reaksiyonlarını kısıtlama yetilerini ölçmek için tasarlanan özel görevleri yerine getirirken araştırmacılar fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme ile hastaların beyinlerini taradı. Katılımcılar bir dizi harf gösterildi ve kendilerinde X harfi dışında gördükleri harfler için düğmeye basmaları istendi. X harfi göründüğünde hastalar kendilerini düğmeye basmaktan alı koymak zorundaydı.            

Stanford Üniversitesinden psikoloji ve davranış bilimi profesörü ve araştırmacı James Lock  blumia hastalarının anoreksiya hastalarına ve sağlıklı katılımcılara oranla X harfini gördüklerinde düğmeye basmamak için daha fazla beyin gücü kullanmak zorunda kaldıklarını söyledi.

Lock “Blumia hastaları reaksiyonlarını anoreksiya hastaları ile aynı seviyede engellemek için beyinlerinin daha fazla bölümünü daha yüksek bir aktivite seviyesi ile kullanırlar” diyor.    

Bununla birlikte bazı uzmanlar yeni bulgulardan kuşku duymaktadır. New York Columbia Üniversitesinde klinik psikoloji alanında yardımcı doçentlik yapan Rachel Marsh 2009 yılında bir çalışma yayımladı. Bu çalışma benzer görevler yerine getirdiklerinde, blumia hastası olan yetişkinlerdeki aynı beyin alanlarının bazılarında sağlıklı yetişkinlere oranla daha az aktivite olduğunu gösterdi. Marsh ve meslektaşları blumia hastalarındaki azalan beyin aktivitesinin bu belirli beyin bölgelerinin sağlıklı yetişkinlerinki ile karşılaştırıldığında ideal olarak işlev göstermediği anlamına geldiği sonucuna vardı. 

Esasen iki çalışma da farklı bulgulardan aynı sonuçları çıkardı.

Marsh "bu bulgular ve bizimkiler arasındaki farklılıkları anlamakta güçlük çekiyorum” dedi.

Marsh yeni çalışmadaki blumia hastalarının kendi çalışmasındaki hastalar kadar ciddi belirtiler göstermediğini belirtti. Ayrıca yeni çalışmada fazla yiyen ve yediklerini çıkartan bazı anoreksiya hastaları da blumia hastaları ile aynı grupta yer aldı. Marsh "Bu iki hastalık birbirlerinden tamamen farklıdır” dedi.

Yeni çalışmadaki katılımcı sayısı da oldukça azdı. Bu da araştırmacıların anoreksiya hastalarının görevi yerine getirme yöntemleri ile ilişkili belirli beyin aktivite motiflerini bulamadığını açıklayabilir.

Marsh yeme hastalıkları bulunan hastaların anormal beyin çemberlerinin daha iyi anlaşılmasının araştırmacılara bu çemberleri hedef almada yardımcı olabileceğini söyledi.

Lock yeni çalışmadaki geçlerin yeme bozukluklarının diğer çalışmadakilere oranla daha kısa süreli olduğu için, bulguların bu beyin aktivite motiflerinin sonuç niteliği taşımaktan çok yeme bozuklukları için bir risk olabileceğini gösterdiğini söyledi.  

Füsun YILMAZ

Merhaba,ben bu hafta üniversite tercihi yapıcam ama fiyoterapi ve rehabiilitasyon bölümü ile dil ve konuşma terapisi arasında kaldım.Bana yarcımcı ola... devamı