Çölyak Hastalığı ile Yaşamayı Öğrenmek

Çölyak hastalığı, vücudunuzu gelişmek için ihtiyaç duyduğu besinlerden mahrum bırakır; bununla beraber sizin, hastalığı taşıdığınızdan haberiniz olmayabilir.  

Dönem dönem kısa süreli ishal oluyor musunuz? Peki ya karnınıza kramplar giriyor mu? Ya bağırsak gazı? Gerginlik? Bazen karında şişkinlik? Ara sıra kabızlık yaşıyor musunuz? Son zamanlarda doktorunuz, demir eksikliğinin nedenini bulamadığı halde size kansız olduğunuzu söyledi mi? Doymak bilmeden yemek yemenize rağmen kilo kaybettiğiniz oldu mu?

Eğer bu sorulardan herhangi birini “evet” diye yanıtladıysanız (hatta hayır demiş bile olabilirsiniz) çölyak hastalığına yakalanmış olabilirsiniz. Çölyak, glutenin sindirilememesi nedeniyle oluşan ve ömür boyu süren bir bağırsak rahatsızlığıdır. Gluten; her türlü buğday ve çavdar, arpa gibi bazı tahıllarda bulunan bir proteindir.

Çölyak hastaları gluten içeren bir besin aldıkları zaman, villuslar (küçük bağırsakta bulunan, besinlerin emilimini sağlayan, küçük kıl benzeri çıkıntılar) zarar görür ve vücut proteinler, karbonhidratlar, yağlar, vitaminler, mineraller gibi temel besinler, hatta  bazen su ve safra tuzlarının emilimini etkin bir şekilde gerçekleştiremez. Hastalığın belirtileri arasında karın ağrısı, gaz, gerginlik ve şişkinlik, kronik ishal ya da kabızlık (ya da ikisi birden), yağlı dışkı çıkarma, açıklanamayan kansızlık ya da yetersiz beslenme ve iştahlı olunmasına rağmen kilo kaybı sayılabilir.

Ancak bu kadarla kalmaz. Uzmanlar bunların sadece klasik belirtiler olduğunu söylüyor. Diğer ilgili durumlar ya da belirtiler, kırılgan kemikler ya da osteoporoz (sebebi vücudun kalsiyum ve D vitamini emilimini yapamaması), depresyon, zayıflık, uyuşukluk, kısırlık ve belki de genel olarak başarısızlıktır.

İyi haber şu ki glutensiz bir diyet sürdürmek, belirtileri en kısa zamanda ortadan kaldıracak ve uzun dönemde ortaya çıkabilecek sonuçları engelleyecektir.

Glutensiz Seçimler

Eksik tanı koyulması, sonunda doğru tanı koyulduğunda hasta için durumu daha da zor bir hale sokabilir çünkü glutensiz ürünlere ulaşmak, her zaman çok kolay değildir.

Yanlış Teşhisin Tehlikeleri

Belirtilerin zayıf olması, hatta hiç olmaması, çoğu zaman çölyak hastalığını teşhis etmek için bir engel oluşturur.

Belirtiler çok hafif olabilir. Örneğin, hastalığı taşımayanlarda da görülebilecek biraz ishal ve biraz da karın ağrısıyla karıştırılabilir.

Hastalar klasik belirtileri göstermedikleri için doktorlar hastalığın varlığını göremeyebilirler. Hastalığın diğer rahatsızlıklarla çok ortak belirti gösterdiği kabul edilmektedir; fakat doktorlara teşhisi koyabilmeleri için ishalin belirtiler arasında olması gerektiği öğretilmiştir ki bu doğru değildir. Çölyak birden fazla sistemi etkileyen bir rahatsızlıktır. Örneğin, teşhis koyulan çocukların çoğunda dikkat eksikliği, hiperaktivite ve idrak etme ile ilgili diğer rahatsızlıklar da bulunabilir.

Teşhis edilmemiş çölyak hastaları genellikle üniversite hayatlarında not ortalamaları daha düşük seviyelerde kalır ve yönetimle ilgili bir işte çalışmak istemezler. Bu muhtemelen çocuklukta yaşadıkları davranış problemleriyle ilgilidir.

Ergenlik çağındaki gençlerde depresif ve yıkıcı davranış bozukluklarının bu kadar yaygın olması, tedavi edilmemiş çölyak hastalığıyla ilgili olabilir.

 

Demir eksikliği olan yetişkin ve çocukların (kansızlık olmasa bile) standart matematik testlerini çözmekte zorlanma riski vardır, ayrıca bu durumda kansızlığın da bir rolü olabilir.

Teşhise Yönelik İpuçları

Çölyak hastalığının teşhis edilmesi sorunun bir parçası olabilir.

İlk adım genel bir kan testi yaparak, kanda hangi antikorların bulunduğuna ve bunların seviyesine bakılmalıdır. Testler arasında anti-gliadin, anti-endomisyum, anti-doku transglutaminaz antikorları (bağırsaktaki iltihap süreciyle bağlantılı olarak bu antikorların kandaki oranı artar) ve genel bir immünoglobulin A (ter ve gözyaşı gibi salgılarla akciğer, sindirim sistemi, idrar yolları gibi her türlü enfeksiyona açık vücut yüzeylerinde bulunan antikor türü) testleri vardır. Eğer testler pozitif çıkarsa, teşhisi doğrulamak ve tahribatın derecesini belirlemek için hastaya ince bağırsak biyopsisi yapılır.

Bazen kan testleri ikna edici olmaz, bu durumda çölyak hastalığıyla ilgili olan HLA (insan lökosit antijenleri, immün sistemin fonksiyonlarıyla ilgili genler) genleri için özel testler yapılır. Eğer bu genler mevcut değilse, kişide büyük ihtimalle çölyak hastalığı gelişmez. Fakat HLA testi pozitif olursa da bu durum, bireyin yüzde 100 çölyak hastası olduğunu göstermez, çünkü bu genler genel popülasyonda yaygın olarak bulunur.

Genel popülasyonun yüzde 30’unda çölyak hastalığı için genetik eğilim olmasına rağmen sadece yüzde 1’inde bu hastalık mevcuttur. Genetik eğilimi olan insanların çoğunda çölyak hastalığının görülmesi, bir virüs ya da henüz anlaşılamayan başka faktörlerin, hastalığın ortaya çıkışını tetiklediği düşüncesini doğuruyor.

Teşhis için başka bir ipucu olarak dermatitis herpetiformis denilen, kaşıntı ve kabarıklık ile ortaya çıkan bir cilt problemine bakılır. Bu belirti genellikle çölyak hastalığıyla birlikte gelişir.

Test Yaptırmalı mısınız?

Kimlerin test yaptırması gerektiğine gelince, belirtilerin görüldüğü herkes doktoruyla bir kan testi yaptırma konusunda konuşmalıdır. Hatta kırılgan kemik hastalığı, osteoporoz ya da kısırlık gibi ikincil etkilerin görüldüğü bireyler de test yaptırmalıdır.

Yapılan bir araştırmaya göre, kemik erimesi hastalarının çölyak hastalığı için bir taramaya alınması, tedavinin ilerleyişi için yararlı olur ve kemiklerin kırılganlaşma riskini azaltır.

266 menapoz sonrası kemik erimesi hastası kadın ile 574 kemik erimesi olmayan kadın üzerinde yapılan güncel bir çalışmaya göre, kemik erimesi olan kadınların yüzde 4.5’inde, olmayan kadınların ise yalnızca yüzde 1’inde çölyak hastalığı için yapılan kan testleri pozitif sonuçlanmıştır. Sonrasında yapılan ince bağırsak biyopsilerinde ise kemik erimesi olan kadınların yüzde 3.4’ü, olmayanların ise yalnızca yüzde 0.2’sinde çölyak hastalığının teşhisini destekleyen sonuçlar alınmıştır. Bu çalışma gösteriyor ki çölyak hastalığı ne kadar ileri düzeyde ise kemik erimesi de o kadar ileri düzeydedir.

Sorumluluk Sizde

Eğer doktorunuz çölyak hastalığını ileri sürmezse, bunu siz yapmalısınız. Doktorunuza şunu söyleyebilirsiniz: ”Çölyak hastalığı hakkındaki görüşlerin son 30 senede değiştiğini ve belirtilerinin çok gizli kalabildiğini okudum. Acaba bende de bu hastalık olabilir mi? Duyduğum kadarıyla basit bir kan testiyle anlaşılabiliyormuş.”

 

Eğer tip1 diyabet (insülin yokluğuna bağlı diyabet) ve sjögren sendromu (tükürük ve gözyaşı bezlerinin tutulumuyla kendisini gösteren romatizmal bir hastalık) gibi bir otoimmün hastalığınız varsa yine bu soruyu doktorunuza sormalısınız. Gerçekten çölyak hastası olup olmadığınızı anlamanın en iyi yolu test yaptırmaktır.

Çölyak hastalığı başka otoimmün hastalığı olan bireylerde sık sık görülür. Tip 1 diyabet hastalarının yüzde 8 ila 10’u aynı zamanda çölyak hastasıdırlar.

Çocuklarda Çölyak Hastalığı

Bu aslında iyi bir teşhis olabilir çünkü sadece bu diyete uyarak daha sağlıklı olabilirsiniz, ayrıca bu diyete uymanın hiç bir yan etkisi de yoktur.

Aslında çölyak hastalığının tedavisi oldukça kolaydır; fakat eğer çocuksanız, birdenbire pizza, sosisli sandviç ya da hamburger yiyemez hale gelirseniz ki bu, büyük bir sorundur. Çünkü çocukların ebeveynleri gibi olmaktan daha fazla istediği bir şey yoktur.

Glutensiz bir hayat yaşamak, bazı düzenlemeler gerektirecektir. Hayat tarzını biraz değiştirmek gerekir.  İlk olarak, etiketleri okumayı öğrenmeli ve gizli gluten içeren ürünleri saptamalısınız. Gizli gluten; sosisler, çorbalar, şekerlemeler, soya sosu, bir çok düşük yağ içeren ya da hiç yağ içermeyen ürünler, hatta meyan kökü ve jelibon gibi hiç beklenmedik yiyeceklerde bile bulunabilir.

Glutensiz yiyeceklerle beslenmek ve yemek pişirmek giderek daha da kolaylaşmaktadır. Yeni başlayanlar için glutensiz ekmekler ve pirinç unu, ararot nişastası, patates gibi içinde sindirimi kolay besinler bulunan karışımlar çoğu markette bulunabilir. Çölyak hastası çocukların da severek yiyebileceği diğer besinler: mısır cipsleri, patlamış mısır, sebze ve glutensiz kuru yemişlerden yapılan cipsler, jöleli pastalar, bazı puding karışımları, dondurma, şerbet, yoğurt (şüpheli katkı maddeleri olmamalı).

Sakınılması gereken zararlı bileşenler:

  • Hangi besinden yapıldığı belirtilmemiş nişasta
  • Değiştirilmiş nişasta
  • Hidrolize sebze proteini (HVP)
  • Hidrolize bitkisel protein (HPP)
  • Tekstüre sebze proteini (TVP)
  • Bağlayıcılar
  • Dolgu maddeleri
  • Eksipiyan
  • Ömür uzatıcı
  • Malt

 

Bazı reçetesiz ve reçeteli ilaçlarla besin takviyeleri gluten içerebilir. Bunu eczacınıza danışın.

Glutensiz Alternatifler

Buğdaydan yapılan pastalar yerine patates, karabuğday, esmer pirinç, hint pirinci ya da fasulyeyi tercih edin. Aslında ebeveynler her zaman çocuklarının beslenme çantasına koyabilecekleri sağlıklı, glutensiz atıştırmalık yiyecekler aramalı ve genellikle yerfıstığı, kuru üzüm, kurutulmuş ya da taze meyveler, küçük yoğurt ya da bir paket patates cipsi gibi yiyecekleri tercih etmelidir.

Çölyak hastası çocukları olan ebeveynler, çocuklarının okuldaki beslenmesine de dikkat etmelidirler. Bugün okul diyetisyenleri laktoz hassasiyeti, diyabet, ve diğer sağlık sorunlarını yakından tanımaktalar ve bu özel diyetle ilgili olarak da uyumlu davranmaya gönüllü olacaklardır.

Ebeveynler aynı zamanda çocuklarının öğretmenlerine, okulda doğum günü partisi ya da yemek yenen özel bir gün olduğunda kendilerine haber vermesini mutlaka söylemelidir. Böyle günlerde ebeveynler, çocuklarına yiyebilecekleri şeyler göndermeli ki çocuk kendini dışlamış hissetmesin.

Glutenle Barışık Bir Gelecek

Diyet yapmak, gelecekte çölyak hastalığıyla başa çıkmanın tek yolu olmayabilir.

Gelecekte çölyak hastalarının gluteni daha iyi sindirebilmesini sağlayabilen ilaçlar mevcut olabilir. Glutensiz diyet yapmanın yerine tam olarak geçmese de insanların küçük miktarlarda gluteni tolere edebilmesine yardım edebilecek ilaçlar üzerinde kayda değer araştırmalar yapılmaktadır.

Aynı zamanda, buğdayı içindeki zehirleyici bileşenlerden arındırmak için genetik mühendisliği alanında çalışmalar sürdürülmektedir.

 

 

Doç. Dr. Nalan KAYRAK

merhaba nalan hocam ilk olarak beni bu hastalıktan allahın iznıyle sizinde desteginizle bu zorlu hastalıgı ve nöbet olusumununun seyreklesmesiyle cok ... devamı