Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Haluk Eraksoy, Suudi Arabistan'da görülen 'El Hurma Kanamalı Ateşi' hastalığına dikkati çekerek, ''Henüz Türkiye'de 'El Hurma Kanamalı Ateşi' hastalığının olduğuna yönelik kanıt yok. Ancak hac ve umre ziyareti sırasında oradan hastalık kapılmasına ilişkin uyanık olmak lazım,'' dedi.
Dernek ile Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından Amerikan Hastanesi'nde düzenlenen toplantıda ''Gündemdeki İnfeksiyonlar'' konusu ele alındı.
Prof. Dr. Eraksoy, Türkiye'de son yılların en popüler infeksiyon hastalığının Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) olduğuna işaret ederek, hantavirüs infeksiyonları ve tatarcık ateşinin de son yıllarda önem kazandığını söyledi.
''Batı Nil Ateşi'', ''El Hurma Kanamalı Ateşi'', ''Viseral Layşmanyaz'' hastalıklarına da vurgu yapan Prof. Dr. Eraksoy, bu hastalıklarla mücadele edilebilmesi için iyi bilinmesi gerektiğini dile getirdi.
Virüslerin neden olduğu infeksiyon hastalıklarının tedavi edilebildiğini, doğru tedavi edilmezse öldürücü olabildiğini ifade eden Eraksoy, El Hurma Kanamalı Ateşi hastalığı hakkında bilgi verdi.
Suudi Arabistan'da görülen bu hastalığın umre ve hac ziyareti yapan kişilerce Türkiye'ye ithal edilme riski bulunduğunu belirten Eraksoy, Türkiye'de henüz bir vakanın olmadığını, Türkiye'nin gündemine umre ziyareti yapan bir kişinin deve idrarı ve sütü içmesi sonucu hastalanmasıyla geldiğini anımsattı.
Eraksoy, Mekke ve Cidde bölgesinde deve, keçi ve koyunlara bir kene türü tarafından bulaştırılan hastalığın insanlara geçebildiğini dile getirerek, ''Henüz Türkiye'de El Hurma Kanamalı Ateşi hastalığının olduğuna yönelik kanıt yok. Ancak hac ve umre ziyareti sırasında oradan hastalık kapılmasına ilişkin uyanık olmak lazım,'' dedi.
''KKKA'dan son 3 ayda 30'a yakın ölüm var''
Dernek Genel Sekreteri Prof. Dr. Önder Ergönül, KKKA'nın da aralarında bulunduğu infeksiyon hastalıklarının Türkiye'de önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirterek, ''KKKA hastalığından son 3 ayda 400'e yakın vaka ve 30'a yakın ölüm var. Bu ciddi bir hastalık,'' dedi.
Özel bir kene türünden bulaşan bu hastalığın Trakya bölgesi dahil Türkiye'nin bir çok yerinde görüldüğünü ifade eden Ergönül, İstanbul'da ise yerli bir vakanın olmadığını söyledi.
Ergönül, ''İstanbul'un kene türü farklı. Şimdiye kadar İstanbul'da yerli bir KKKA hastalığı vakasına rastlanmadı ama 'İstanbul'dakilerin içi rahat olsun' demenin de garantisi yok. İstanbul'da şimdilik panik yapmaya gerek yok,'' diye konuştu.
Kene tutulması nedeniyle acil servislere binlerce kişinin geldiğini ifade eden Ergönül, kene tutulmasında kenenin bir an evvel çıkarılması gerektiğini ve kişilerin acil servislere gelmeden de bir cımbız yardımıyla ya da peçeteyle tutarak, tırnaklarıyla keneyi çıkarabileceklerini dile getirdi.
Ergönül, hanta virüsünden de İstanbul'da 2 ölümlü vakanın var olduğuna dikkati çekerek, hem kamuoyunun hem de doktorların infeksiyon hastalıklarına ilgilerini çekmek istediklerini anlattı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Doç. Dr. Mehmet Ali Öktem, hanta virüs hastalığına ilişkin bilgi vererek, hastalığın özellikle yabani kemiricilerle taşındığını ifade etti.
Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Cüneyt Balcıoğlu, ''Viseral Layşmanyaz'' hastalığına dikkati çekerek, tatarcık sineklerinden köpeklere onlardan da insanlara bulaşan bu hastalığın Batı Anadolu, Akdeniz ve Orta Anadolu'da ortaya çıktığını söyledi.
Kene Kabusuna Son Veren Tedavi Yolda
Dr. Orhan BAKİ
Dr.Bey merhaba,giresundan size ulasıyorum.Oğlum 7 yaşında ve 1.sınıfa başladı. Rehber ögretmenimiz ve sınif ögretmenimiz oğlumun sınifta ve heryerde ç... devamı
Sarıhumma
Filaryaz
Veba
Kuduz
Deng Humması