Anne adayı birçok kadın, hamilelikteki sıkıntılı enfeksiyonlardan haklı olarak kaygı duyar. Belli virüslerin, anne kanı aracılığıyla embriyoya geçebildiği ya da doğum sırasında çocuğun bu virüsleri kapabileceği bilinir.

Annede suçiçeği hastalığı geçirmesi, hastalığın hamileliğin hangi aşamasında olduğuna bağlı olarak fetüs için bazı riskler oluşturur. İlk 30 hafta boyunca annede çiçek hastalığı geçirmesi, bazı vakalarda doğuştan kusurlu oluşuma (sakatlık) yol açabilir. Böyle vakalar nadirdir ve uzmanlar riskin büyüklüğü konusunda hemfikir değil.

Eğer anne adayı doğumdan önceki 5 ila 25 günde çiçek hastalığına yakalanırsa, yeni doğan bebek doğumda suçiçeği olur ya da birkaç gün içinde suçiçeği geçirir. Ama genellikle, doğumla annenin hastalığının başlangıcı arasındaki zaman, annenin bağışıklık sisteminin tepki vermesi ve virüsle mücadele için antikor üretmesine olanak sağlar. Bu antikorlar doğmamış bebeğe geçebilir ve böylece enfeksiyonla savaşmasına yardım eder. Çiçek hastalığına doğumdan önceki 21 ile 5. gün arasında maruz kalan bebeklerin üçte birinde, hayatlarının ilk beş yılında zona hastalığı da gelişir. Çünkü virüsle bebeğin bağışıklık sistemi de savaşmak zorunda kalır.

Eğer anne adayı tam doğum sırasında çiçek hastalığınca sıkıştırılırsa ne olur? Bu durumda annenin bağışıklık sistemi, güçlerini harekete geçirme şansına sahip olmaz. Bazı annelerin antikorları yeni doğmuş bebeğe plasenta yoluyla geçse de, bağışıklık sistemi yeterince gelişmemiş bebeğin, virüs atağıyla mücadele edecek kabiliyeti çok az olacaktır. Bu bebekler için suçiçeği ölümcül olabilir. Bu durumdaki bebeklere insan plazması (zoster immunoglobulin) verilmek zorundadır. ‘Zoster immunoglobulin’ çiçek hastalığını ya da zonayı yeni atlatmış bir yetişkinin, antikor yoğunlu fazla olan kanından hazırlanır.