Gün boyunca akciğerlerimiz tüm vücut hücrelerine oksijen sağlamak için önemli bir rol üstlenirler. Akciğerlerin istemsiz hareketi hayatta kalmamız için zorunlu bir süreçtir. Koşu sırasında akciğerler, kalp ve dolaşım sistemiyle beraber çalışarak kaslara oksijen sağlar. Bu oksijen sayesinde kaslarda enerji üretimi gerçekleşir. Aktivite sırasında yeterli oksijenin iletilebilmesi için taşınan gazların hacmi ve taşınma hızı artırılmalıdır. Bu hacim ve hız, akciğer kapasitesi ile ilişkilidir.

Nefes alma mekanizması, vücutta istemsiz olarak çalışan bir mekanizmadır. Bu süreç akciğerlerdeki ve atmosferdeki hava basıncı farkı sayesinde gerçekleşir. Nefes alma sırasında diyafram ve kaburga kafesindeki kaslar kasılarak, göğüs boşluğunun açılmasını sağlarlar. Bu sayede akciğerlerin havayla dolmaları için yeterince yerleri olur. Nefes verme sırasında ise kaslar gevşer, göğüs boşluğu küçülür ve akciğerlerin içindeki hava dışarı itilir. Uzun bir koşu sırasında nefes alma verme sürecinde görev alan kaslar yorulabilir. Bu da bacak kaslarına iletilecek oksijen kapasitesini azaltarak bu kasların da yorulmasına sebep olur.
Nefes alma / verme ile solunum genellikle aynı anlamda kullanılır, halbuki solunum (respirasyon) alveol denilen keseciklerde gerçekleşen gaz alışverişine verilen addır. Bronş ağacının sonlarına doğru yer alan bu alveol keseciklerinde oksijen ve karbondioksit değiş tokuş edilir. Kan akciğerlerde dolaşırken, kırmızı kan hücreleri enerji üretiminin bir ürünü olan karbondioksiti bırakır. Bu karbondioksit nefes verme ile birlikte atmosfere salınır. Aynı anda oksijen molekülleri kırmızı kan hücrelerindeki bir protein olan hemoglobine bağlanır ve kalbe taşınarak buradan vücuda pompalanır. Koşu sırasında nefes alma verme ve solunum süreçleri bacak kaslarının artan oksijen ihtiyacı için hızlanır.

Akciğerlerin tidal hacmi, şişme kapasiteleridir. Tidal hacim akciğerlerin boyutu, göğüs boşluğunun boyutu , diyafram ve kaburga kafesi kaslarının kasılma yeteneği ile sınırlıdır. Akciğer ve kaburga kafesinin boyutları değişmese de, nefes alma verme ile kasların gücü ve dayanıklılığı çalıştıkça gelişebilir, bu da göğüs boşluğunun genişliğini artırarak akciğer kapasitesini etkiler ve yorgunluğu azaltır.

Düzenli egzersiz, koşu sırasında gereken oksijen  ihtiyacını karşılayabileceği şekilde akciğer kapasitesini geliştirir. Hem tidal hacim, hem de solunum hızı artarak, nefes alma vermenin maksimum hızı artırılabilir. Akciğerlerde artan kan dolaşımı hızı arttıkça, karbondioksit oksijen alışverişinin maksimum hızı da yükselmekte ve bu sayede vücudun yeterince oksijenlenmesini sağlamak mümkün olmaktadır.  


Op. Dr. Süleyman ESERDAĞ

Hocam ben bundan 1 hfta once sevgilimle iliskiye girdim surtunme yasandi ve birden buyuk bi darbe yedim ne oldugunu anlamadan direk banyoya kostum bay... devamı