İnek Sütü

Bir zamanlar süt “mükemmel besin” olarak tanıtılırdı. Anne sütü tabi ki de bebekler için mükemmel besin olarak adlandırılabilir; fakat gerçekte hiçbir gıda tek başına mükemmel veya yeterli değildir. Yine de süt ve süt ürünleri oldukça besleyicidir ve Türkiye’de beslenmede ana kalsiyum kaynağıdır. Bu ürünler, kalp sağlığına faydalı bir diyetin parçası olarak birçok yarar sağlarlar ve kan basıncını kontrol etmek üzere tasarlanan DASH (Dietary Approach to Stopping Hypertension – Hipertansiyonu Durdurmak için Beslenme Yaklaşımları)  diyetinin de önemli parçalarıdır. On yıllar süren araştırmaların ardından şimdi süt ile ilgili daha fazla şey biliyoruz. Buna karşın süt ile ilgili mantıklı sorular ve ayrıca bir dizi efsane çoğalmıştır. 

Bir tarafta süt ürünleri endüstrisi ve diğer tarafta süt karşıtları olmak üzere süt ile ilgili tartışmalar büyük ölçüde politikleştirilmiştir. Yine de süt ürünleri endüstrisi ve bazı bağımsız araştırmacılar tarafından finanse edilenler de dâhil olmak üzere iyi tasarlanmış birçok araştırma mevcuttur. İşte sorabileceğiniz olası sorulara karşı cevaplar. 

İnek Sütü İçmek Kansere Neden Oluyor Mu? Veya İnek Sütü Kansere Karşı Koruma Sağlıyor Mu?

İyi ya da kötü anlamda süt ile kanser arasında açık bir bağlantı yok. Süt ürünleri karşıtları, sütün göğüs, prostat ve rahim kanseri risklerini arttırdığını söylüyorlar. Yapılan birkaç çalışma bu iddiayı destekliyor; fakat diğer çalışmalar herhangi bir risk artışı göstermiyor. Ayrıca süt içerdiği kalsiyum, D vitamini sayesinde aslında bağırsak kanseri riskini azaltabilir. Örneğin 2006 yılında İngiliz Beslenme Dergisinde (British Journal of Nutrition) yayımlanan bir araştırmaya göre günde en az bir bardak süt içen kişilere oranla az miktarda süt tüketen kişilerde kolon kanseri riski daha yüksek.

rBST

Üreticilerin süt ineklerine aşıladığı bir hormon olan rBST içeren sütlerden uzak durmalı mıyım?

Bunun kızlarda erken cinsel gelişim nedeni olduğu söylenir. Recombinan bovin somatotrofin (rBST) ineklere verilen ve kendi ürettikleri hormona benzer bir büyüme hormonudur. Bu hormonun aşılandığı inekler aynı yem miktarı ile daha fazla süt üretirler. Bunun ekolojik faydaları vardır: Daha fazla süt üreten daha az inek sayesinde yemden, sudan ve çiftlik alanından tasarruf edilir. Ayrıca bu süt fiyatlarının azalmasına da yardımcı olabilir. Buna karşın bu hormon inekleri mastit (inek memesi iltihabı) rahatsızlığına karşı daha duyarlı hale getirir ve bu nedenle ineklere antibiyotik tedavisi uygulanması gerekebilir. Bu hormonun aşılandığı ineklerin sütünün insanlar için zararlı olduğunu gösteren bir kanıt bulunmamaktadır. Hormon uygulanan ineklerin sütleri diğer sütler ile aynıdır – hiçbir kimyasal farklılık gözlenemez. Tüm besinler doğal olarak hormon içerir ve tüm sütler de rBST hormonunu içerir. Yine de insanlar bu konuda tedbirli davranmakta ve bazı üreticiler sütlerinin hormon verilmeyen ineklerden elde edildiğini belirterek bu sütlerin daha güvenli olduğunun güçlü bir şekilde ima ederler. İsterseniz hormon verilmeyen ineklerin sütlerini alabilirsiniz; fakat rBST hormonundan korkmanın hiçbir gereği yoktur.

Kızlarda erken cinsel gelişim konusuna gelince, son yüzyılda kızlarda adet dönemi başlangıç yaşının giderek düşüş gösterdiği doğrudur. Hiç kimse bunun ne anlama geldiğini veya neden yaşandığını bilmiyor. Buna karşın sadece 1990lı yılların ortalarından itibaren kullanılmaya başlanan sütteki büyüme hormonu kesinlikle bu durumun nedeni değildir. Daha iyi beslenme koşulları veya çocuklar arasında artan obezite oranı kısmen bu durumun nedenleri arasında yer alabilir.

Süt Ve Osteoporozu

Süt Osteoporozu Önlemeye Yardımcı Oluyor mu? Veya bazı süt karşıtlarının iddia ettiği gibi osteoporoza neden oluyor mu?

Bazı süt karşıtı gruplar süt ürünlerinin, ilerleyen yaşla birlikte görülmeye başlanan ciddi kemik kaybı olan osteoporoz riskini arttırdığını iddia ediyor. Bu gruplar, süt ürünlerinin oldukça az miktarlarda tüketildiği ve kalsiyumun genelde yeşil sebzelerden alındığı Çin’in bazı bölümlerinde ve Hindistan’da, osteoporoz ve kemiklerde kırık oranının çok daha düşük olduğuna işaret ediyor. Buna karşın kemik sağlığındaki bu ulusal farklılıkları sadece günlük süt ürünleri tüketimine bağlamak mümkün değildir;  çünkü süt ürünleri tüketimi kadar genetik, kültür ve yaşam tarzı faktörleri de şüphesiz önemli rol oynar.  

Süt ürünleri ile ilgili olası bir sorun protein açısından zengin olmalarıdır – yüksek miktarlarda protein alımı idrar ile kalsiyum atılımını hafif oranlarda arttırabilir ve bu da kemik yoğunluğunun azalmasına etki edebilir. Buna karşın yeterli miktarlarda protein alımı kemiklerin güçlenmesine yardımcı olur ve süt ürünlerinde bulunan yüksek orandaki kalsiyumun, içerisindeki proteinin neden olacağı ufak çaplı yan etkilerden daha fazla faydası bulunabilir. Ayrıca süt hemen hemen her zaman D vitamini ile güçlendirilmiştir. Yapılan son araştırmalara göre D vitamini kemik sağlığı için kalsiyum kadar önemlidir. 

Kemik kaybı, diyetin yanı sıra başka birçok faktörden etkilenir. Omaha’daki Creighton Üniversitesinden ünlü kalsiyum araştırmacısı Dr. Robert Heaney’e göre çalışmaların büyük bir çoğunluğu süt ürünlerindeki kalsiyumun kemikler üzerinde koruyucu bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor. Sütten alınan kalsiyum, takviyelerden alınan kalsiyuma oranla daha uzun süreli faydalar sağlayabilir Süt, kalsiyum ve D vitaminin yanı sıra magnezyum, fosfor ve potasyum gibi kemik sağlığı için önemli diğer besin değerlerini de içerir. Kemik sağlığını etkileyen önemli faktörler arasında süt ürünleri ve kalsiyum tüketimi gençlik döneminin ardından muhtemelen sadece ufak çaplı fayda sağlamaktadır. Buna karşın süt ürünlerinin kemiklerinize zarar verdiği ile ilgili iddialara inanmayın. 

Süt Ve Kalp Rahatsızlıkları

Süt ve Kalp Rahatsızlıkları Arasındaki İlişki Nedir?

Eğer fazla miktarda tam yağlı süt, tam yağlı sütten elde edilen yoğurt ve peynir tüketirseniz ve özellikle bu gıdalar kilo artışına neden olursa, kandaki kolesterol seviyenizin artış gösterdiğini gözlemlersiniz. Buna karşın kalorisi düşük ve yağ içermeyen veya az yağlı süt ürünlerini de tüketebilirsiniz. Süt tüketimindeki artış ve inme ve kalp krizi riskindeki düşüş arasında bir ilişki olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır. Sütteki bazı maddeler kolesterol seviyesinin düşürülmesine de yardımcı olabilir. Daha önce de belirtildiği gibi yağ içermeyen veya az yağlı süt ürünleri DASH diyetinin önemli bir parçasıdır ve böylece yüksek kolesterolün düşürülmesine yardımcı olabilir.

Süt Ve Aknelere

Ergenlikte Süt Aknelere Neden Olabilir Mi?

Uzun yıllar gençler ve ebeveynler aknelerin oluşmasını beslenmeye bağladılar ve çikolatanın en önemli şüpheli olduğuna inandılar. Buna karşın birçok uzman belirli gıdaların akne oluşumunda rol oynadığını düşünmüyor. Yine de bazı dermatologlar bunun aksini düşünürken bazıları sütü suçluyor. Teoriye göre sütteki hormonlar insanlardaki hormonlar ile etkileşime giriyor ve sivilcelere neden oluyor. 2008 yılında Amerikan Dermatologlar Akademisi dergisinde (Journal of the American Academy of Dermatology) yayımlanan bir makalede Harvard Üniversitesinden araştırmacılar yağsız sütün genç erkeklerde akne sorunu ile ilişkilendirildiğine dair birincil deliller ortaya koymuştur. Bununla birlikte neden tam yağlı süt değil de yağsız sütün bu etkiyi yarattığına dair kanıt bulunmamaktadır.

Süt ve Kilo

Süt Kilo Vermeye Yardımcı Mı?

Bazı çalışmalar sütün (veya sütteki kalsiyum) kilo vermeye yardımcı olabileceğini veya en azından kilo alımını engelleyebileceğini ileri sürmektedir. Birkaç yıl önce süt ürünleri endüstrisi bu olasılığı reklamlarında duyurmuştur; fakat Amerikan Tarım Bakanlığı bunun durdurulmasını istemiştir.

Organik Süt

Organik Süt İçmek Önemli Mi?

Beslenme ve güvenlik açısından çalışmalar organik ve geleneksel süt arasında bir fark bulamamıştır. 2008 yılında Amerikan Diyetetik Derneği dergisinde yayımlanan bir çalışma aradaki farkın çok küçük olduğunu ortaya koymuştur. Test edilen süt örnekleri değişiklik gösterebilir – organik süt geleneksel süte oranla daha fazla (veya daha az) besin değerine sahip olabilir. Sütün birleşimi ineklerin beslenmesine, bazı diğer faktörlere ve mevsimden mevsime değişiklik gösterir. Organik süt çoğu zaman iki kat daha pahalıdır. Eğer daha iyi tarımsal çalışmalardan yanaysanız ve yüksek fiyatlara gücünüz yetiyorsa o zaman organik süt alabilirsiniz. Ancak ne yaparsanız yapın daima pastörize süt ürünleri satın alın; çünkü çiğ süt tehlikelidir.  

Süt ve Soğuk Algınlığı

Süt Soğuk Algınlığı Halinde Mukus Üretimini Arttırıyor Mu?

Çalışmalar süt ve mukus üretimi arasında bir bağlantı bulamamıştır. Bu düşünce tam yağlı sütün ağızda kısa bir süreliğine bir katman oluşturması nedeni ile hala sürmektedir. Eğer tam yağlı sütün kalitesini beğenmiyorsanız, az yağlı veya yağsız süt içebilirsiniz. Eğer hasta iken veya öksürük sorununuz varken süt içmeyi sevmiyorsanız, kendinizi iyi hissedene kadar süt tüketmeyin.    

Peki, laktoz duyarlılığı olan kişiler için ne önerilebilir? 

Laktoz (süt ürünlerinde bulunan şeker) sindiriminde güçlük yaşayan kişiler laktoz miktarı az olan ürünleri veya önceden laktaz (laktozu parçalayan enzim) içeren hapları kullanabilirler. Yoğurt daha az sorun yaratmaktadır; çünkü yoğurttaki bakteriler laktoz enziminin bir bölümünü parçalar. Yine de eğer süt ürünlerini sevmiyorsanız veya onlar sizi sevmiyorsa bu ürünleri tüketmemeniz gerekir.

Sütünüzü İçmezseniz

Eğer Sütünüzü İçmezseniz…

İnsanlar her zaman besinler ile ilgili güçlü duygulara ve inanışlara sahip olmuştur. Örneğin domates. Domates hemen hemen herkesin yediği dünya çapında bir mahsul. Domates bitkileri 1600’lü yıllarda muhtemelen İspanyollar tarafından Güney Amerika’dan Avrupa’ya getirilmiştir. İtalyanlar domatese pomodoro veya altın elma adını vermiştir (ilk domatesler sarıydı) ve domatesin afrodizyak etkisi olduğunu düşünmüşlerdir. Diğerleri domatesin zehirli olduğunu düşünmüştür ve uzun yıllar boyunca domatesi sadece süs olarak yetiştirmişlerdir. Bu ülkede domateslerin kötü ünü Avrupalılar domatesi yemeye başladıktan sonra da devam etmiştir; fakat özverili bir bahçıvan olan Thomos Jefferson domatesi yemek için yetiştirmiştir ve herkese tavsiye etmiştir. Domates itüzümü ailesinin bir üyesi olduğu için bazı kişiler hala bu mahsule şüphe ile yaklaşmaktadır. 

Süt de uzun zamandır bazıları tarafından küçük görülmüştür. Pastörizasyon ve soğutma işlemlerinden önce süt ürünleri oldukça tehlikeli olabilirdi. Son zamanlarda inek sütü aşırı mukus üretiminden kalp rahatsızlıklarına kadar birçok sorun ile suçlanmıştır. Süt ile ilgili en son tuhaf efsane başka bir türün sütünü içmenin kalıtsal olarak doğal olmadığı ve bunun hastalıklara neden olabileceği hakkındadır. Peki hayvanlardan gelen diğer besinler. Bitkiler de başka bir tür. O halde biz ne yiyeceğiz?   

Birçok kişi için süt ürünleri kalsiyum ve diğer önemli mineralleri almanın en kolay yöntemidir. Buna karşın bu besin değerlerini diğer birçok kaynaktan da alabilirsiniz. 

Özellikle meyve, sebze ve tam tahıllardan oluşan bir beslenme uyguluyorsanız ve küçük bir porsiyon protein alıyorsanız diğer kaynaklardan yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini almanız halinde süt ürünlerine ihtiyacınız yok. Bazı yeşil sebzeler (lahana ve brokoli gibi), konserve somon, sardalya (kemikleri ile birlikte) ve soya fasulyesi oldukça iyi kalsiyum kaynaklarıdır. Portakal suyu ve soya sütü gibi kalsiyum ile güçlendirilmiş gıdalar da iyi birer seçenektir. Besinlerden günde 1,000 UI kalsiyum almıyorsanız kalsiyum takviyeleri alabilirsiniz. Süt ürünleri hipertansiyonu önleyen potasyum ve magnezyum bakımından da zengindir. Buna karşın bu mineralleri de diğer gıdalardan temin edebilirsiniz.  

Süt, ana D vitamini kaynağıdır (Bir kap süt 100 UI D vitamini ile güçlendirilmiştir). Buna karşın süt içseniz de takviye kullanmadan yeterli miktarda D vitamini almanız mümkün olmayabilir. Sağlık Bakanlığı Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberine göre günlük önerilen D vitamini miktarı tüm yaş grupları için 10 mcg (400 IU).  

Prof. Dr. Recai PABUÇCU

Hocam benim 6 gun adet gecikmem oldu 3 gun once test yaptım negatif çıktı bu gin doktora gittim orda da test yapildi negatif.Doktor muayenesinde gogus... devamı