Çoğu tedavi programının asla çiğnenemez prensiplerinden biri tam yoksunluktur. Gerçek bağımlılarda bir kadeh içki, bir nefes veya bir çizgi aşırıya gitmek -ve tekrarlamayı- bağımlılığı tetiklemeye yeterlidir. Söz konusu bu kural iş yiyeceğe geldiğinde o kadar sert ve keskin değildir çünkü hepimizin yemeye gereksinimi vardır.
Yine de kronik olarak aşırı yemek yiyenler sık sık yoksunluk kuralının başka bir biçimiyle burun buruna gelirler, belirli yiyeceklere bir alkoliğin Johnny Walker’a davrandığı gibi davranırlar. Yemek bozukluklarına meyilli kişiler için ekonomik boy patates cipsi veya dondurma ya da duble bir hamburger dayanılmaz gelebilir. Her yemek düşkününün disiplinini ve iradesini kıracak ya da her diyet yapan kişinin kendini yemekten alıkoyamadığı bir veya iki tane takıntılı yiyeceği vardır.
İnanış böyle. Ama gerçek mi? Şaşırtıcı bir şekilde bu fikir gerçek bir yaşam halinde bire bir hiç test edilmedi, bu yüzden bir grup psikolog bunu denemek istedi. Yeme bozuklukları olan insanlar kendi kurallarını çiğniyorlardı elbette, ama sonrasında bu yiyeceklerden biraz uzak durarak günahlarını telafi ediyorlardı. Araştırmacıların keşfetmek istedikleri fikir buydu.
Bunun için psikologlar hepsi de kadınlardan oluşan büyük bir grup üniversite öğrencisi topladılar. Araştırmacılar, kasıtlı olarak üniversite öğrencisi kadınları seçtiler çünkü grup olarak kilo konusunda daha bilinçli olmaya ve diet yapmaya daha fazla eğilimliydiler. Araştırmacılar ayrıca gönüllülerin her birinden yemek yemeğe karşı tutumlarını, ne sıklıkta diyet yaptıklarını, kilo dalgalanmalarını sordular. Kadınlar ‘sağlık alışkanlıkları’ ile ilgili kapsamlı bir çalışmaya katıldıklarını düşünüyorlardı.
Durumu olabildiğince gerçekçi hale getirmek için kadınlar günlük yaşamlarına devam ettiler -derse girdiler, ders çalıştılar, sosyalleştiler- ama her zaman yanlarında elektronik ‘günlükler’ taşıdılar. Psikologlar uyanık oldukları zamanlarda kadınlara saatte bir kez çeşitli sorular sordular; yemek yeme, atıştırma ve en önemlisi diyeti bozmalarıyla ilgili soruşturma yaptılar. İki gün süren çalışma sonucunda yasak bir yiyeceği yemenin, aşırıya kaçma veya geri dönüşümü tetiklediğine dair hiçbir kanıta rastlanmadı. Bu, kafası kiloları ve diyetleriyle en fazla meşgul olan kadınlar arasında da böyleydi.
Araştırmacılar bulguyu tekrar kontrol etmek istediler. Bu sebeple, sekiz gün süren ikinci bir çalışma daha yapıldı. Bu süre boyunca kadınlar gıda tüketimleriyle ilgili ayrıntılı kayıtlar tuttu. İlk çalışmada gönüllülerin her birinin gıda ihlalini nasıl tanımladığı net değildi. Fıstıklı çikolatadan bir ısırık da olabilirdi bir tabak makarna da. Bu yüzden bu çalışmada araştırmacılar gönüllülerin yarısından 4 litre meyveli süt içmelerini istedikleri bir düzenek oluşturdular; bu istek kilo bilinci olan üniversite öğrencisi kadınların çoğu için bir beslenme ihlali olacağını tahmin ediyorlardı. Daha sonra kadınların meyveli süt sonrası kalori tüketimleriyle haftanın önceki günlerindeki kalori tüketimlerini karşılaştırdılar, ayrıca ihlal edenlerle diyetlerini ihlal etmeyenleri karşılaştırdılar.
Ne oldu tahmin edin? Yasak sütü içmek bir diyet felaketi değildi. Aslında rapor edildiğine göre sütü içen kadınlar, diğer kadınlardan genel olarak daha fazla kalori almadılar. Ayrıca ihlalin olduğu günkü kalori tüketimleri, haftanın diğer günlerdeki tipik tüketimlerinden daha büyük değildi- yaklaşık 1.400 kalori. Bir başka deyişle kadınlar, günün daha sonraki saatlerinde sütü her nasılsa telafi ettiler -akşam abur cuburundan vazgeçerek, akşam yemeğini hafif geçirerek- ve sonuç olarak kendilerini gecikmeden yeniden düzene soktular.
Bu iyi bir haber! Bu çalışmadan sonra kadınların meyveli sütü bilerek mi giderdikleri yoksa kalori dengeleme eylemini bilinçsiz bir şekilde mi gerçekleştirdikleri net değil. Belki de önemli değil. Sonuç şu ki bir meyveli süt yalnızca bir meyveli süt, daha fazlası değil. Zayıflığın veya başarısızlığın sembolü değil ve bir günlük veya haftalık ya da yaşam boyu kararlılığı bozamaz.
Op. Dr. Murat SAYLIK
göz pınarı tıkanmış ama sürekli çapaklanma var ilaç kullanımından kısa bi süre sonra tekrar devam ediyorçözüm nedir yardımcı olursanız sevinirim iyi y... devamı
Obezite Ve Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu Arasındaki Bağlantı
Tıkanırcasına Yemek Nasıl Durdurulur?
Ruhsal Rahatsızlığı Olanlar Toplum İçinde Tedavi Edilecek
Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu
Tıkanırcasına Yeme Bozukluklarının Sosyal Sebepleri