Nedir
Nedir?
Wernicke-Korsakoff sendromu, doğrudan sebebi B vitamini tiyamin eksikliği olmasına rağmen, genellikle kronik aşırı alkol tüketimine bağlı ciddi bir hafıza bozukluğudur.
Klinisyenlerin hastaların ruhsal bozukluklarını teşhis etmesinde yardımcı olan profesyonel bir kitap olan Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (DSM-IV-TR), Korsakoff sendromunu alkole bağlı kalıcı amnestik bozukluk olarak tanımlıyor ve madde kullanımının yol açtığı kalıcı amnestik bozukluklar kategorisine dahil ediyor.
Wernicke Sendromu
Wernicke Sendromu
Bu bozukluk ilk olarak on dokuzuncu yüzyılda tanımlandı. Wernicke ensefalopatisi adı verilen durumun ilk aşaması, 1881 yılında Alman nörolog ve psikiyatr Karl Wernicke tarafından tanımlanmıştır. Wernicke üç hastasında üç anahtar belirti kaydetmişti, bunların ikisinde alkolizm vardı ve biri de sülfürik asit yutmuştu. Bu hastalar, zihinsel karışıklık, göz hareketi bozuklukları, ataksi (zayıf motor koordinasyon) yaşıyordu.
Korsakoff Sendromu
Korsakoff Sendromu
Birkaç yıl sonra bir Rus psikiyatr, SS Korsakoff, ciddi alkolizm ya da belirli tıbbi rahatsızlıkları olan hastalarda bir anterograd amnezi (yeni hatıralar oluşturamama) ve konfabulasyon (masallama) sendromunu tanımlayan raporlar yayınlamaya başladı. (Konfabulasyon geçmişteki boşlukları uydurma olarak doldurma anlamına gelir.) 1900 yılında, alkolizm üzerinde çalışan araştırmacılar ve klinisyenler, bu iki durum arasında bir bağlantı saptadı. Tipik sendrom, akut Wernicke ensefalopatisiyle başlıyor, akut faz sona erince Korsakoff sendromu meydana çıkıyordu. Wernicke ensefalopatisi belirtileri aniden ortaya çıkabilir. Başlangıçta en önemli belirti hafıza sorunları da dahil, zihinsel karışıklıktır. Göz hareketlerini kontrol eden kaslar felç olduğu için hastalar muayenede görsel bir uyaranı takip etmek için gözlerini hareket ettirmekte zorlanır. Örneğin, bir hasta bir veya iki gözüyle yukarı veya yana bakmakta sorun yaşayabilir. Ataksi olarak bilinen, ayakta dururken ya da yürürken dengeyi korumakta zorlanma da sık sık gözlenir. Eğer tedavi edilmezse, bu belirtilerin çoğu kendiliğinden iyileşir, ama Korsakoff sendromunun ciddi bellek bozukluğu karakteristiği kalıcıdır.
Korsakoff sendromu olan tipik bir kişi ilk bakışta oldukça normal görünür. Zeka bozulmamıştır ve bu sendromu taşıyan kişiler bir konuşmaya oldukça normal şekilde devam edebilirler. Genellikle bozukluğun başlangıcından önce gerçekleşen olayları hatırlayabilir, onlar hakkında konuşabilir ve aile üyeleriyle eski arkadaşlarını fazla zorluk çekmeden tanıyabilirler. Ancak, yeni anılar oluşturma yeteneği hemen hemen yoktur. Bir konuşma sırasında Korsakoff sendromu olan kişiler yorum veya sorularını birkaç kez tekrarlayabilir. Birkaç dakika önce tanıştıkları kişileri tanıyamayabilirler ya da bir arkadaşlarını heyecanla selamlar ve başka bir odaya kısa bir gezinti yaptıktan sonra tekrar şaşırabilirler. Bunlar anterograd amnezinin karakteristik özellikleridir. Araştırmalar anterograd amnezinin hatıra oluşturma ve depolamanın başarısız olmasından kaynaklandığını gösteriyor. Yeni bilgiler normal olarak işlenir ama neredeyse hemen unutulur, asla beynin geçmiş anıları depolayan kısımlarına giriş yapamaz. Dolayısıyla Korsakoff sendromu olan kişilerin, hastalığın başlangıcından sonra yaşanan olaylarla ilgili hiçbir anısı yoktur. Ancak, önceden saklanan anıların çoğu hala mevcuttur. Bu, Korsakoff sendromu olan kişilerin uzak geçmişi neden bu kadar iyi hatırladığını açıklar.
Sebepler
Sebepler
Wernicke-Korsakoff sendromu tiyamin eksikliğinden kaynaklanır. En çok alkol bağımlılarında gözlenir çünkü ağır içiciler çoğunlukla kötü beslenir ve alkolizm besinlerin sindirim sistemi tarafından emilmesine engel olur. Aynı zamanda, başka nedenlerden dolayı yetersiz beslenmiş olan insanlarda da oluşabilir. Thiamin nöronların işlevini düzgün yapması için gereken enerjinin üretilmesine yardımcı olur. Yetersiz tiyamin nöronların hasar görmesine ya da ölmesine yol açabilir.
Tiyamin eksikliği beyin bölgelerine, özellikle talamus ve mememsi cisimler adı verilen kısımlara hasar verir. Talamus beynin iç kısmında bulunan birçok önemli işlevi olan bir yapıdır. Genellikle beynin büyük röle istasyonu olarak adlandırılır ve birçok nöron bağlantısını talamus içinden yapar. Mememsi cisimler, talamusun hemen altında bulunan hipotalamusun parçalarıdır. Mememsi cisimler, beynin anıları şekillendirdiği temel kısım olduğu düşünülen hipokampüs adı verilen bölümünden birçok bağlantı alır. Mememsi cisimlerdeki nöronlar talamusla bağlantılıdır, sonrasında uzun süreli anıların depolandığı beyin korteksine bağlanırlar. Bu mememsi cisimler ve talamusun gördüğü hasarın neden anterograd amneziye yol açtığını açıklayabilir. Hipokampüste şekillenen anılar asla depolanamaz çünkü hipokampüsle korteks arasındaki bağlantılar bozulmuştur.
Durumun akut fazında gözlenen göz hareketi bozuklukları, muhtemelen göz hareketlerini kontrol eden sinirlere bağlanan diğer yakın beyin bölgelerinin hasar görmesinden kaynaklanır. Bu sinirler, mememsi cisimler ve talamusun hemen altında bulunan beyin sapından çıkar. Dengenin sağlanmasında rolü olan sinirler de diğer sinirlere beyin sapından bağlanır, ama beyincik adı verilen beynin ayrı bir bölgesi de ataksiye katkıda bulunabilir. Neden özellikle beynin bazı bölgelerinin tiyamin eksikliğinden etkilendiği henüz tam anlaşılmış değil, ama bazı nörotransmitterlerin seçici hassasiyetinden şüpheleniliyor.
Belirtiler
Belirtiler
Zihinsel karışıklık, göz hareketi bozuklukları ve ataksi, Wernicke ensefalopatisinin (Wernicke-Korsakoff sendromunun ilk, akut evresi) birincil belirtileridir. İlk bakışta, zihinsel karışıklık ve ataksi ciddi alkol zehirlenmesi etkilerini andırabilir, ama zehirlenme geçtikten sonra bunlar kalır. Wernicke ensefalopatisi olan bazı hastalar, özellikle tiyaminle hızlı bir şekilde tedavi edildiklerinde, bellek boşlukları kalmaksızın tamamen iyileşebilirler.
Bazen Korsakoff psikozu da denilen Wernicke-Korsakoff sendromunun kronik evresi, anterograd amneziyle ayırt edilir ve tedavi edilmeyen Wernicke ensefalopatisi olan hastaların çoğunda bu ciddi hafıza bozukluğu gelişir. Bu, ilk belirtilerin başlangıcından sonra yaşanan olaylar ve bilgilerle ilgili sürekli hatıralar oluşturmalarına engel olur. Korsakoff sendromu belirtileri, hiçbir zaman Wernicke ensefalopati belirtileri göstermeyen hastalarda da kendiliğinden ortaya çıkabilir. Hastada Korsakoff amnezisi geliştikten sonra iyileşme pek olası değildir.
Geçmiş olayların dahil olduğu bellek kaybına retrograd amnezi denir. Korsakoff sendromu olan birçok kişide biraz retrograd amnezi de vardır, özellikle de hastalığın başlangıcından kısa süre önce gerçekleşen olaylar için. Ama çoğu uzak geçmişi zorlanmadan hatırlayabilir.
Anlık bellek etkilenmez. Örneğin, Korsakoff sendromu olan bir kişi bir cümle ya da sayı dizisini duyduktan hemen sonra tekrar edebilir, ama bu bilgi büyük ihtimalle yarım dakika içinde unutulacaktır. Korsakoff sendromu olan bireylerde anlık belleğin korunması başkalarıyla etkileşim kurmalarına ve sorulara cevap vermelerine olanak sağlar. Örtük bellek de korunur, dolayısıyla Korsakoff sendromu olan kişiler yeni motor beceriler öğrenebilir ya da uyaranlara koşullu reaksiyonlar geliştirebilir. Örneğin, bilgisayar oyunları oynayan kişiler oyunu daha önce oynadıklarını açıkça hatırlamasalar bile, her oynadıklarında daha yüksek bir performans gösterirler.
Her zaman görülmemesine rağmen, konfabulasyon Korsakoff sendromunun bir başka dikkat çekici özelliğidir. Konfabulasyon anı uydurmak anlamına gelir. Bireyin hatırlamadığını örtbas etmek için hikayeler uydurduğu düşünülüyor. Konfabulasyonda çoğunlukla geçmişle şimdiki zamanı birbirine karıştırma olduğu görülüyor. Örneğin, Korsakoff sendromu olan bir hastaya neden hastanede olduğu sorulursa, henüz bir bebeği olduğu, zatürreden yeni kurtulduğu, tıbbi testlere girdiği, hatta işini yaptığını söyleyebilir.
Wernicke-Korsakoff sendromu olan hastalar ilgisizlik ve spontan davranış eksikliği belirtileri de gösterebilir. Duygusal ifade de eksik olabilir.
İlginçtir, bunamadakine benzer genel bilişsel sorunlar yaşayan ama hiçbir zaman anterogad amnezi geliştirmeyen alkolik hastaların otopsilerinde sık sık Wernicke-Koraskoff sendromunun karakteristik beyin lezyonları ortaya çıkar. Bu bulgular başlangıcın bazı hastalarda yavaş yavaş olabileceğini düşündürüyor.
Testler
Testler
Wernicke ensefalopatisi hastalar tıbbi yardım istediğinde ve klasik belirti üçlüsü görüldüğünde teşhis edilir: zihinsel karışıklık, göz hareketi bozuklukları ve ataksi. Hastada anterograd amneziyle birlikte kronik, ağır alkol içiciliği veya yetersiz beslenme geçmişi varsa Korsakoff sendromu teşhisi konur. Korsakoff sendromu Wernicke ensefalopatisini takip ettiğinde, tam bir Wernicke-Korsakoff sendromu teşhisi uygundur. Teşhis, mememsi cisimler ve talamusta dejenerasyon ve dördüncü ventrikülü (beyin sapına yakın sıvıyla dolu bir boşluk) çevreleyen bölgede beyin hacminde kayıp olduğunu gösteren nörolojik görüntüleme ya da otopsi bulgularıyla desteklenir.
Alkole bağlı kalıcı amnestik bozukluk için DSM-IV-TR kriterleri, Wernicke-Korsakoff sendromu olan çoğu insanda bulunuyor olsa da, iki teşhis arasında bazı farklılıklar vardır. Araştırmalar şiddetli amnezinin Wernicke-Korsakoff sendromunda bulunması gereken bir belirti olmadığını gösterse de, DSM-IV-TR ya anterograd ya da retrograd amnezinin alkole bağlı kalıcı amnestik bozukluk teşhisi için gerekli olduğunu belirtiyor. Ek bir bilişsel belirtinin de olması gerekiyor. DSM-IV-TR''de listelenen belirtiler, dil bozukluğu (afazi), motor aktiviteleri yerine getirememe (apraksi), nesneleri tanıyamama (agnozi) ya da planlama, başlatma, organizasyon ve soyutlama eylemlerinde (yönetsel işlevler) eksikliklerdir. Wernicke-Korsakoff sendromu olan bireylerde sıklıkla konfabülasyon ve apati belirtilerine katkıda bulunan yönetsel işlev sorunları gözlenir. Afazi, apraksi ve agnozi Wernicke-Korsakoff sendromunun yaygın görülen belirtileri değildir.
DSM-IV-TR aynı zamanda, bellek bozukluğunun kişinin normal aktivitelerini ve işlevlerini yerine getirme yeteneğine önemli ölçüde zarar vermesi ve daha önceki işlevsel seviyesine göre düşüş göstermesi gerektiğini belirtiyor. Amnezi özellikle deliryum, alkol zehirlenmesi ya da içe kapanma halleri sırasında oluşmaz ya da özellikle demansla (bunama) ilişkili olamaz. Bu gerekliliklerin her ikisi de Wernicke-Korsakoff sendromunun genel görünümüyle uyumludur.
Son olarak, DSM-IV-TR amnezinin alkol kullanımından kaynaklandığına dair kanıtlar olması gerektiğini belirtiyor. Böyle bir kanıt, uzun bir aşırı alkol tüketimi geçmişi ya da anormal karaciğer fonksiyon testleri gibi aşırı alkol kullanımının başka işaretlerini su yüzüne çıkaran laboratuvar testleri veya fizik muayeneyi içerebilir. DSM-IV-TR''nin bu gerekliliğine rağmen, Wernicke-Korsakoff sendromu aşırı alkol kullanımı yokluğunda da oluşabilir. Ancak, artık birçok yiyeceğe vitaminler eklendiği için, bozukluğun alkolik olmayan kişilerde ortaya çıkması günümüzde geçmişe göre daha az görülür. Uygulamada, Wernicke-Korsakoff sendromunun kendine has belirtilerini gösteren insanların çoğu DSM-IV-TR teşhisi için de yeterli görülüyor.
Tedavi
Tedavi
Besinsel
Wernicke ensefalopatisi belirtileri olan bireyler zaman kaybetmeden tiyaminle tedavi edilmelidir. Pek çok vakada, gecikmeden uygulanan tiyamin belirtileri tersine çevirir ve amnezinin gelişmesini engeller. Tiyamin damar yoluyla ya da doğrudan sindirim sistemi yoluyla uygulanabilir. Maalesef tiyamin durumun kronik fazında daha az etkilidir. Daha hafif bilişsel sorunlar yaşayan ve bozukluğun klasik belirtilerini göstermeyen insanlarda Wernicke-Korsakoff sendromunun varlığını işaret eden otopsi bulgularına dayanarak, araştırmacılar sendromu geliştirme riski olan alkol bağımlılarında tiyamin tedavisinin yararlılığını test etti. Sonuçlar, bu grubun tiyamin tedavisiyle hafıza testlerinde performans artışı sergilediğini ve daha yüksek tiyamin dozlarının daha yüksek performans sağladığını gösterdi. Bu bulgular, tiyamin tedavisinin aşırı alkol tüketenlerde Wernicke-Korsakoff sendromunu önlemeye yardımcı olabileceğini ortaya koyuyor.
İlaçlar
Son raporlar, Alzheimer hastalığı tedavisinde kullanılan donepezil ve rivastigmin adlı ilaçların, Wernicke-Korsakoff sendromu olan hastalarda hafızayı geliştirebileceğini öne sürüyor. Her iki ilaç da anıların oluşumu için önemli bir nörotransmitter olan asetilkolinin yıkımını önler. Bu ilaçlarla tedavi edilen hastalar hafıza testlerinde gelişmeler göstermiş ve hastane personeliyle aile üyelerini daha iyi ayırt edebilmiştir. Gelişmeler oldukça küçük gibi görünmesine rağmen, bu ilaçlar tiyamine yanıt vermeyen hastalar için yararlı olabilir. Serotonin seviyesini artıran antidepresan ilaçlar da yararlı olabilir. Bu ilaçlar diğer bellek bozukluklarında etkili olmadıkları için bunun nasıl olduğu net değildir.
Koşullama
Örtük belleğin Wernicke-Korsakoff sendromundan etkilenmediği gerçeği, hastaların belirli insanları hatırlamasına yardımcı olmaya çalışan araştırmacıları klasik koşullama yöntemlerine yönlendirdi. Klasik koşullamada, hayvanlar ve insanlar bir uyarıcıyı bir sonuçla ilişkilendirmeyi öğrenir. Bunun en meşhur örneği, zil sesiyle yiyeceğin eşleştirilmesidir. Köpeklere yiyecek verildiğinde doğal olarak tükürük salgılarlar. Ünlü bir deneyde, Ivan Pavlov köpeklere yemek vermeden hemen önce bir zil çalıyordu. Bunu tekrar tekrar yaptıktan sonra, Pavlov köpeklerin zili duyduktan sonra yemek gösterilmeden tükürük salgıladığını gördü. Bu tür öğrenme hipokampüs ve kortekse bağlı olarak değil, beynin başka bir bölgesindeki nöronlar kullanılarak gerçekleşiyor gibi görünüyor. Daha önceden gördükleri bir yüzün resmini doğru olarak seçtiklerinde özel ödüller verilen Wernicke-Korsakoff sendromu hastaları, doğru yüzü ödül almayan hastalardan daha iyi seçebiliyor. Bu bireyler daha önceden gördükleri yüzü tam hatırlayamasa bile, yine de doğru yüzü seçebiliyor. Hastaları bu şekilde eğitmek yakınlarını tanıyabilmelerini ve onları yabancılardan ayırt edebilmelerini sağlayabilir.
Önleme
Önleme
Wernicke-Korsakoff sendromu yeterli tiyamin içeren sağlıklı bir beslenmeyle önlenebilir. Ciddi kronik alkolizm tiyamin eksikliğinin en sık görülen nedeni olduğu için, alkol bağımlılığı tedavisi son derece önemlidir. Bazı araştırmacılar ve klinisyenler, Wernicke-Korsakoff sendromunu, içmeyi bırakamayan ya da evsiz bağımlılar gibi özellikle daha korumasız insanlarda önlemek için alkollü içeceklere tiyamin takviyesi yapılmasını savunuyor.
İçki içmek beyin hücrelerini öldürür mü?
Prof. Dr. Teksen ÇAMLIBEL
mrb bende turner sendromu var ileride çocuk sahibi olabilir miyim... devamı
Nörojenez (Nörogenez)
Foxm1 Proteini Beyin Tümörünün Büyümesini Engelliyor
Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo
Sinir Kök Hücresi
Beyin Cerrahisinde Nöronavigasyon İle Sağlıklı Dokular Korunuyor