Yeni bir çalışmaya göre zayıflama ameliyatları tip 2 diyabeti (şeker hastalığı) olan kilolu kişilerde 9 yıla kadar fayda sağlayabilir. Uzun dönemli araştırmanın gösterdiği üzere hastaların şeker hastalığında gelişme gözlenirken kardiyovasküler hastalık için risk faktörlerinde de düşüş meydana geldi.

Kontrol altına alınmayan diyabet kalp ve böbrek hastalığı gibi ciddi komplikasyonlara yol açabiliyor. A.B.D’deki şeker hastalarının sadece yarısı kandaki glikoz seviyesini kabul edilebilir derecede kontrol altında tutabiliyor. Dr. Stacy Brethauer’in yürüttüğü araştırmaya göre bariyatrik ameliyat (zayıflama ameliyatı) geçiren kişilerin %80’i ameliyattan 5 sene sonrasında kadar kandaki şeker seviyesini kontrol altında tutabiliyor. Gastrik bypass ameliyatı olan kişilerin yaklaşık üçte biri ameliyattan 5 yıl sonrasında kadar ilaçsız bir şekilde normal kan glikozu seviyelerinde kalabiliyor.

Araştırmacılar ayrıca şeker hastalığının gerilemesine en çok katkı yapan faktörlerin uzun dönemli kilo kaybı, ameliyattan önce kısa bir süre (en fazla 5 yıl) şeker hastası olmak ve mide kelepçesindense gastrik bypass yöntemleriyle ameliyat olmak olduğunu söylüyor. Araştırma 2004 ile 2007 arasında bariyatrik ameliyat geçiren 217 obez şeker hastasını en az 5 sene boyunca takip ederek yapıldı.

Kullanılan zayıflama ameliyatları üç çeşitti. 162 hasta gastrik bypass ameliyatı oldu. Bu yöntem geri döndürülmez bir metottur ve midenin şekliyle boyutunu değiştirir. 32 hasta mide kelepçesi taktırdı; bu yöntem ise geri döndürülebilir ve daha az invaziftir. 23’ü ise midenin bir kısmının alındığı gastrektomi ameliyatı yaptırdı. 6 yıl boyunca takipten sonra hastaların %50’sinde şeker hastalığı gerilemeye başladı. %24’ünde tam gerileme görüldü ve ilaç almadan kandaki şeker seviyesi %6’nın altında kaldı. %26’sında ise kısmi gerileme görüldü. Tüm hastaların %34’ünde ise uzun dönemde şeker hastalığı kontrolü iyileşti.

Ayrıca insülin tedavisine ihtiyaç duyan hasta sayısı yarıya düşerken, ilaca ihtiyaç duymayanların sayısı 10’a katlandı. Kardiyovasküler risk faktörlerinde de düşüş görüldü.