Suni sancı verilmeden önce, anne adayının tam bir muayenesinin yapılması gerekir. Yanı sıra bebeğin sağlık durumunun değerlendirilmesi için, NST ve ultrason gibi yöntemlerle bebeğin kalp atışı, suyu gibi iyilik halinde olduğunu gösteren bulgulara bak
Suni sancı aslında bütünsel bir müdahale yöntemidir. Yani kendisi başlaması gereken rahim kasılmalarını, ilaçlar yardımıyla başlatmaktır. Bütün ilaçlarda olduğu gibi, bu ilaçlarda da bazı yan etkiler ya da uygulanan yöntemin bazı riskleri söz konusud
Gebeliğin sonlanması gerektiği durumlarda eğer rahim kasılmaları kendiliğinden başlamamışsa, suni sancı verme yoluna gidilir. Bu yöntem genel olarak gebeliğin herhangi bir haftasında, herhangi bir dönemde uygulanabilir.
Suni sancıyı başlatabilmek için, öncelikle rahim ağzının suni sancıya duyarlı olup olmadığının test edilmesi gerekir. Bunun için vajinal muayene yapılır. Bu muayenede rahim ağzının kıvamı, sertliği, açılması ve bebeğin önde gelen kısmı tespit edilir.
Suni sancı, genel olarak bebeğin doğumunun sağlanması amacıyla rahmin kasılmaya teşvik edilmesidir. Suni sancı yöntemi, tüm gebelik süresince anne ve bebek açısından tehlike arz eden durumların söz konusu olduğu herhangi bir zamanda başlatılabilir.
Gebelikte 36. haftadan itibaren, anne adayları nasıl doğum yapacaklarını merak etmeye başlarlar. Burada kafaları meşgul eden asıl soru, normal doğum yapıp yapamayacaklarıdır. Bu sorunun yanıtı yüzde 80 oranında olumludur.
Çok çeşitli nedenlerle sezaryen doğuma başvurmak gerekebilir. Ancak mutlaka sezaryen doğumu gerektiren durumlar o kadar fazla değildir. Sezaryen dışında bir doğuma kesinlikle elvermeyecek durumlardan biri, bebeğin yan durmasıdır.
Anne adaylarına doktorları tarafından çeşitli nedenlerle sezaryen doğum yapmaları önerilebilir. Örneğin çatı muayenesinde darlık saptanması ya da bebeğin iri olması sezaryen doğumu gerektirebilir.
Daha önce sezaryen doğum yapmış bir annenin bir sonraki gebeliğinde normal doğum yapması mümkündür. Ancak hem bunun başarı oranı yaklaşık yüzde 60tır, hem de kimi koşulların yerine gelmiş olması gerekir.
Geç doğumlarda, zor bir doğum gerçekleşmiş olması nedeniyle bebek uzun süre doğum eylemine maruz kalır.