Romatolog ve hatta doktor olmadan önce de sıkça duyduğum bir şeydi, romatizması olan hastaların "yağmurlu ya da kötü havalarda” ağrılarının arttığını ifade etmeleri. Romatolog olduktan sonra elbette bu sözleri daha sıkça duyar oldum. Hatta bazen tanımadığım ama ne iş yaptığımı soran kişilere romatolog olduğumu söylediğimde, yüzlerinde ciddi bir ifade ile ilk kurdukları cümlenin "Hımmm…benim dizlerim yağmur yağacağını anlar” olmasını biraz hayretle karşıladım.
Eminim hasta iseniz ve bu yazıyı okuyorsanız, siz de benim neden şaşırdığıma "şaşırıyorsunuz”dur. Gerçekten de, hastaların cephesinden olaya bakıldığında bu olay çok doğal ve biz doktorların bu kadar doğal bir olayı anlamakta zorluk çekmeleri pek anlaşılır bir şey değil. Doktorların tarafından bakıldığında ise, hava durumu ile romatizmal ağrıların iliksisi biraz tartışmalı bir durum.
Benim bu konudaki kişisel görüşüm (bilimsel bir temele dayanmayan) ise 2 maddede özetlenebilir;
1-Bu kadar insan (farklı milliyet, farklı kültür, farklı sosyoekonomik gruplardan) böyle bir iddiada bulunuyor ise gerçekten bir iliksi olma ihtimali vardır (neden-sonuç ilişkisi olmak zorunda değil),
2- Böyle bir ilişki varsa bile bu durumu hastaların lehine çevirmek için yapabilecek çok fazla bir şey yok (sürekli kurak ve sıcak iklimde yasamak dışında). İşin ilginç yani, bu konuyu açıklığa kavuşturmak için yapılmış fazla çalışma da yok.
Araştırmacılar bu durumdan yola çıkarak, Kuzey İngiltere’de (herhalde yağmur bol olsun diye özellikle seçilmiş !) romatizmal (kas-iskelet) ağrılar ile hava durumunun iliksisini araştırmışlar. Çalışma esasen bir anket çalışması. Anket deyip geçmemeli, çalışma oldukça iyi bir tasarıma sahip. Araştırma belli bir bölgeye bakan 3 aile hekimliği ünitesinde kayıtlı yaşları 25 ile 65 arasında değişen 2761 hasta üzerinde yürütülmüş. Gerekli izinler alındıktan sonra hastalara anket formu gönderilerek geçen ay içerisinde ağrıları olup olmadığı ve olmuş ise ağrının özellikleri ile ilgili sorular sorulmuş (ağrı "günlük agrı” ve de "kronik yaygın ağrı” olarak sınıflandırılmış). Bu soruların ardından hastalara o gün (anket sorularını yanıtladıkları gün) ağrılarının olup olmadığı sorulmuş. Meteorolojiden ise ilgili anket gününün sıcaklık, nem, yağış miktarı, kaç saat gün ışığı olduğu gibi detaylı hava durumu bilgileri alınmış. Aynı işlemler hem birinci hem de dördüncü yılda olmak üzere 2 defa tekrarlanmış.
Ankete katılanların % 41.5’u günlük ağrı (kısa süreli ağrı), % 15.3’u ise kronik yaygın ağrı (KYA) yakınmaları olduğunu bildirmiş. Her iki ağrı türünün de en çok kış mevsiminde rapor edildiği, bunu azalan sıklıkta sonbahar ve bahar aylarının takip ettiği görülmüş. Kış ile karşılaştırıldığında yaz aylarında günlük ağrı’da % 27, KYA’da % 57’lik bir azalma olduğu gözlenmiş.
Yağış durumu ve hava basıncı ile bir ilişki gösterilememiş.
Ağrı ile en kuvvetli ilişki, gün ışığı süresi ve de hava sıcaklığı arasında bulunmuş. Yani ne kadar uzun süre gün ışığı var ve de ne kadar sıcak ise ağrı o kadar az. Detaya girmek gerekirse; günde en az 6 saat gün ışığı var ve de hava sıcaklığı 17.5 C üzerinde ise ağrılarda belirgin azalma gözlenmiş.
Araştırmacılar, yukarıdaki sorgulara ek olarak oldukça can alıcı bazı sorulara da yanıt aramışlar (hava durumu ile ağrı ilişkisini açıklayacak başka nedenleri ortaya çıkartabilmek, dolayısı ile bu ilişkinin neden sonuç ilişkisi olup olmadığını anlamak için). Bu sorular da çalışmanın sonuçlarının yönünü değiştirmiş.
Şöyle ki,
1- Uyku kalitesi iyi ve günlük egzersiz süresi fazla ise her iki ağrı miktarının azaldığı,
2- Anketi güneşli ve de sıcak günlerde dolduran kişilerin uyku kalitesi ve egzersiz sürelerinin fazla olduğu gözlenmiş,
Başka bir ifade ile hava durumu ile ağrılar arasında gözlenen ilişkinin, hava durumunun kendisinden ziyade, bu durumun yol açtığı uyku kalitesi ya da egzersiz süresi gibi faktörler ile ilişkili olabileceği ortaya konmuş. Geçekten de bu faktörler için düzeltme yapıldığında (bu biraz acili matematiksel bir işlem), hava sıcaklığı ya da gün ışığı süresi ile ağrılar arasında gözlenen güçlü ilişkinin oldukça zayıfladığı gözlenmiş.
Sonuç olarak, hava durumu ile ağrılar arasında gözlenen ilişkide nedensellik yok gibi. Bunun pratik anlamı nedir diye soruyorsanız, hastaların çok sorduğu bir soru ile açıklayayım durumu.
Soru: "Ağrılarımı azaltmak için daha az nemli ve daha sıcak iklimi olan bir şehire mi taşınsam acaba?’
Yanıt: "Hayır, hiç taşınmanıza gerek yok, bunun yerine hava ne kadar kötü olursa olsun egzersiz yapmanın bir yolunu bulun ve doktorunuzdan uyku problemlerinin çözümü için yardım isteyin.”
Halen anlaşılmadı ise aşağıdaki şekle bakın efendim.
Mavi oklar gerçekte olan ilişkiyi, kırmızı ok ise gerçekte olmayıp hastalar tarafından algılanan ilişkiyi gösteriyor.
Sertleşme Bozukluğunun Sebepleri
Prof. Dr. Serap UYSAL
Sol temporal lob antrenör kesimde eksternal boş mesafesinde genişleme dikkati çekmektedir aynı zamanda adrenoid vejetasyon sekonder nazofarinks hava k... devamı
Uyumak Ve Uzamak
Hamilelikte Sırt Ağrısı
Psikojenik Ağrı
Boy Uzatmak İçin Pilates Egzersizleri
Kas Ağrısını Nasıl Hızla Giderebilirsiniz?