Kış mevsimiyle birlikte gelen rüzgârlı, yağmurlu ve soğuk havalar sıcacık yatağınızdan kalkıp işe gitmemek için oldukça geçerli sebepler! Bu durum pazartesi sendromunu daha da şiddetlendiriyor ve hep bir ağızdan pazar ve pazartesi arasında bir gün daha olmalıydı dedirtiyor. Peki, bir gün yeter miydi yoksa hep bir gün daha mı eklemek isterdik? Düşünceler alışkanlıklara dönüşebildiği için kendinizi pazartesi sendromu adı verilen aslında tam olarak ne olduğunu bilmediğiniz bir ruh haline sokuyorsunuz. Sevmediğiniz işi yapmak veya sizin için doğru olmayan bir pozisyonda çalışıyor olmak aslında bu sendromun tek nedeni. Zira her sabah sevdiğiniz iş için uyanıyor olduğunuzu bir düşünün o zaman haftanın günlerinin bir önemi kalmaz, pazartesinden nefret etmez ve cumaları iple çekmezsiniz. Bu noktada önerilen vakit kaybetmeden yapmakta olduğunuz işi bırakıp yeni bir sayfa açmak, bu kolay olmayabilir ancak her gün yeni bir başlangıç olarak görülmelidir. Hayal ettiğiniz gibi bir iş ve pozisyon sizleri pazartesi sendromundan kurtaracaktır. Elbette bu sendromu işini sevdiği halde yaşayanlar da var. Genel olarak psikologlar bu tip insanların yaşam tarzıyla alakalı problemleri olduğunu söylüyorlar. Bu kategoride yer alan insanlar ya çok aktif bir hafta sonu geçirip yeni bir iş haftası için hazır olmuyorlar veya bir kanepede oturup saatlerce tv izleyerek inaktif geçiriyorlar. Her iki tip insanın da yaşam tarzı çalışan bir birey için sağlıklı değil, eğer iş günlerinde veriminizi ve motivasyonunuzu arttırmak istiyorsanız hafta sonunu ne çok aktif ne de çok inaktif geçirmelisiniz. Mümkün olduğunca pazar günleri erken uyanıp kendinizi pazartesi gününe hazırlayın; yeni bir iş haftasında yapılacakları gözden geçirin, notlar alın, kıyafetlerinizi hazırlayın ve huzurlu bir şekilde uyumanızı sağlayacak güzel bir kitap, hafif müzik, ılık bir süt gibi yöntemleri deneyerek pazartesi sendromundan kurtulun.

Prof. Dr. Muharrem İNAN

hocam meraba ben 14 yaşındayım pazartesi günü ayak bilegim burkuldu ne yapabilirim... devamı