Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2014’te ülkemizde dolaşım sistemi hastalıklarından ölen kişi sayısı 151.000’den fazladır ve bu hastalıklar ölüm nedenleri arasında birinci sıradadır. Ancak medikal çevrelerde genellikle 55 yaşına kadar kadınların, kalp hastalıklarına, erkeklerden daha az meyilli olduğu düşünülür. Erkeklerde kalp hastalığı ise çok daha erken yaşlarda ortaya çıkabilmektedir. Bunun için birkaç neden görülmektedir.

Erkeklerde kalp hastalığının neden kadınlardan daha sık görüldüğüyle ilgili ilk neden strestir. Kadınların evde kalma rolleri yıllar önce değişmiş olsa da erkekler hala daha, ağır fiziksel aktivitelerden, daha fazla stres altında kalmaktadır. Ayrıca iş yerinde erkeklerin duygusal streslerini açığa çıkarmak için kadınlardan daha sınırlı imkanları vardır. Ağlamak veya duygularını belli etmek sosyal olarak kadınlar için çok daha kabul edilebilir görülmektedir. Bu da erkekler için stresin boşaltılamaması anlamına gelir.

Obezitenin kalp hastalığı için önde gelen risk faktörlerinden biri olduğu kabul edilse de, yağın nerede oluştuğunun da önemli olduğu çoğu kişiyi şaşırtır. İki ana vücut tipi vardır, elma tipi ve armut tipi. Elma tipi fazla yağların bel bölgesinde toplandığı vücut tipidir. Armut tipinde ise yağlar basenlerde ve kalçada depolanır. Elma tipi vücut şekliyle kalp hastalığı arasında yüksek bir korelasyon olduğu araştırmalarla desteklenmiştir. Bu ilişki kadınlar için de erkekler için de mevcuttur ancak göbekte yağlanma türünün daha sık görülmesi erkeklerde kalp hastalığının görülme ihtimalini de artırmaktadır. Göbekte yağlanma ayrıca yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve tip 2 diyabet ile de ilişkilidir.

2008 yılında Leicester Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre cinsiyet hormonları da erkeklerde kalp hastalığının hayatın erken evrelerinde gelişmesiyle ilişkilidir. Ortalama 19 yaşında 933 erkek üzerinde yapılan araştırmada estradiyol, estron, testosteron ve androstenedion hormonlarının, kalp hastalığının ana risk faktörlerinden olan kolesterol, yüksek tansiyon ve obeziteyle ilgili incelenmiştir. Estradiyol ve estron (ikisine beraber östrojenler denir) kötü kolesterol (LDL) seviyelerinin daha yüksek ve iyi kolesterol (HDL) seviyelerinin daha düşük olmasıyla ilişkili görülmüştür. Östrojenlerin ve androjenlerin (testosteron ve androstenedion) kalp krizi riskleriyle ilişkisine bakıldığında, estradiyol hormonunun toplam kolesterolle doğru orantılı, iyi kolesterolle ise ters orantılı ilişkisi olduğu görülmüştür. Estronun sirküle eden değerleri ise hem toplam kolesterol, hem de kötü kolesterolle ilişkili görülmüştür. Sonuçlara göre östrojenlerin yüksek seviyeleri erkeklerin lipid değerlerinde, hayatın daha erken evrelerinde, kalp hastalığıyla ilgili işaretler görülmeden önce olumsuz etkiye sebep olabilmektedir. 

Özer SELİMOĞLU

Merhaba özer bey benim ayaklarımda varis var ve iç varisten ameliyat oldum.Ağrılarım geçmeyince bir kalp ve damar cerrahisine muayene oldum ve derin ... devamı