İstifleme ya da biriktirme bozukluğu bir akıl sağlığı problemidir. En önemli özelliği bu rahatsızlıktan muzdarip kişinin eşyalarını atmaya direnç göstermesidir. Kişi tamamen değersiz olan eski gazeteleri, el ilanlarını, çoğu kişinin çöp olarak değerlendireceği şeyleri bile atmak istemez. İstifleyici kişiler artık kullanmadıkları kişisel eşyalarından da ayrılamazlar. Bunun sebebi bu eşyalara duygusal olarak bağlı hissetmeleri ya da gelecekte bu eşyalara ihtiyaç duyacaklarını düşünmeleri olabilir. 

İstifleme bozukluğu olan kişiler yaşam alanlarını dolduran çok sayıdaki eşyayı biriktirmeye meyillidirler. Biriktirdikleri nesnelerin fazlalığı, düzensizliği, bunların temizlenmesinin zorluğu ya da imkansızlığı, çoğu zaman da hijyenik bir durumda olmayışları evde sağlık riskleri doğmasına neden olur. Bunun sonucunda istifleme sosyal, profesyonel ve işlevsel alanlarda problemlere yol açabilir. Sadece istifleyen kişiyi değil çevresini de etkiler. 

İstifleme bozukluğu ve bu davranışa eğilim genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar ve kişi yaşlandıkça kötüleşir. Bir koleksiyoncunun (bir değeri olan ve genellikle birbiriyle ilgili özel eşyaları toplayan kimse) aksine istifleyici kişiler rastgele eşyaları toplar, atmaz ve artık bir değer taşımayan kişisel eşyalara çok güçlü bağlılık duyarlar.

İstifleyici kişiler topladıkları eşyaların bir kısmını atmaya ikna olsalar bile bunu yapmak çok büyük stres altına girmelerine yol açabilir. Nihayetinde evdeki her yüzeyde, yerlerde, mobilyaların üstünde, raflarda dağ gibi eşya yığınları oluşur. Kişi evinde yürüyecek alanı bile zor bulabilir. Yaşam alanının çoğu kullanılmaz hale gelir.

İstifleme bozukluğuna sahip kişiler genellikle kişisel hijyenle ilgili de sıkıntılar yaşarlar. Evlerinde düşme riskleri daha yüksektir ve yangın çıkma ihtimali artar. Evler ne kadar kalabalık hale gelir ve alanları engellenirse kişi de o kadar stres altında hisseder. Yaşam alanındaki kaos, aile üyelerinden, komşulardan ve arkadaşlardan gelen şikayetler de bunu artırır.

Bu rahatsızlığın sebepleri henüz tam olarak bilinmese de riskini artıran faktörler mevcuttur. Travmatik olaylar yaşayanlarda, karar vermede güçlük çekenlerde veya ailesinde istifleyici kişiler olan bireylerde daha sık görülür. İstifleme bozukluğu olan kişilerde bir tür depresif veya kaygı bozukluğu ortaya çıkma riski de yükselir. Bu bozukluk obsesif kompulsif bozuklukların bir türü olarak görülmektedir ve bunların çoğu da kaygı problemiyle yakından ilgilidir.

Prof. Dr. Kaan AYDOS

Kronozon bozukluğu var hocan 2 parça kendi aralarında değişmiş ne önerirsiniz... devamı