Kulakçıklar (kalbin yukarı odacıkları) hızla çırpınırken, karıncıklardan vücudun geri kalanına doğru daha az kan pompalanır. Kan, vücuttaki hücrelerin ihtiyaç duyduğu oksijen ve besleyicileri taşır.
Muhtemelen trigliseritleri duymuşsunuzdur ve ayrıca sürekli yüksek kan trigliserit seviyesinin de kötü bir şey olduğunu duymuşsunuzdur.
Atriyal çarpıntı ve atriyal çırpınım, birbirine çok benzerdir. Her iki kalp ritim bozukluğunda da kulakçıklar, normalden çok daha hızlı atar. Ana farklılık, kulakçıkların atriyal çarpıntıda düzenli, atriyal çırpınımda düzensiz atmasıdır.
Trigliserit seviyelerinin düşürülmesi, kalp hastalığına yakalanma riskinizin azaltılmasında önemli bir rol oynar.
Doktorunuz, lipit paneli - kandaki kolesterol ve trigliseritleri ölçen test- istediğinde çoğunlukla kolesterol rakamları üzerinde durur.
Her altı kişiden birinde metabolik sendrom olduğu tahmin ediliyor. Bu sorunun ne kadar yaygın olduğu düşünülecek olursa, herkesin risk faktörleri hakkında endişe etmesi gerekiyor.
Metabolik sendrom, birdenbire herkesin konuştuğu bir sağlık sorunu haline geldi. Üstelik sadece 20 yıl önce ortaya çıkmış olmasına rağmen, metabolik sendrom, günümüzde sivilce veya soğuk algınlığı kadar yaygın.
Abdominal yağ, yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri ve sağlıksız kolesterol düzeyi gibi bir grup risk faktörünün kümelendiği hastalıklar grubu olan metabolik sendromunun, özel bir tedavi şekli yoktur.
Angina kalp krizi değildir ama kalp krizi geçirme riskinizi artırır. Eğer kararsız anginanız varsa risk daha da yüksektir. Bu sebeplerle aşağıdakileri bilmeniz önemlidir:
Kalp yetmezliği olan kişiler kilolarını çok sıkı takip etmelidir. Kilonuzu kontrol etmek vücudunuzun ne kadar sıvı tuttuğunu bilmenizi sağlar. Ani kilo artışı kalp yetmezliğiniz kötüye gittiğinden vücudunuzun su tutmaya başladığını gösterebilir. Kilo