Sezaryende tercih edilen rahim kesisi, yatay bir kesidir. Bu nedenle, o bölgenin bir sonraki doğumda zorlanarak yırtılma olasılığı düşüktür. Bu yüzden sezaryenden sonra, normal doğum yapmak mümkündür.
Hem dünya genelinde hem de ülkemizde doğumların çoğu evde gerçekleşmektedir. Dolayısıyla bu doğumlar normal doğum olmaktadır. Hastanede yapılan doğumların da çok az bir kısmı özel hastanelerde yapılmaktadır.
Dünya çapında, bütün canlılarda en çok rastlanan doğum türü, normal doğumdur. Ama eğer dikkatli bir değerlendirme yapılmamışsa, normal doğum son derece riskli hale gelebilir. Anne açısından riskli hale gelmesi, doğumun uzaması ve ilerlememesi durumun
Normal doğumun her aşamasında sezaryene geçmek zorunda kalınabilir. Bunun bir anne bir de bebekle ilgili olmak üzere iki temel olarak nedeni vardır.
Normal doğumun sezaryene göre en büyük avantajı, normal doğum olmasıdır. Yani bu doğal doğum şeklidir. Bu nedenle hem anne hem bebek açısından uygun koşullar varsa ve bir risk faktörü yoksa kesinlikle normal doğum daha avantajlıdır.
Normal doğum, bir ev prosedürüdür. Dünyanın her yerinde normal doğumlar evlerde gerçekleşir. İlginç bir biçimde, bütün dünyada evde doğumlar en fazla çok gelişmiş ve en az gelişmiş ülkelerde gerçekleşmektedir.
Hamileliğin normal doğum için uygun olup olmadığına karar vermek için, 34 ila 36. haftalar arasındaki süre beklenir. Çünkü o zaman bebeğin aşağı yukarı kaç kilo doğacağı belli olur.
Tıbbi olarak normal doğumun başlangıcı, rahim ağzının 4 santim açıldığı ve doğum sancılarının düzenli olarak girdiği evredir. Bundan öncesi, doğum süreci olarak kabul edilmez.
Epidural anestezi, hastanın belden uyuşturulduğu bir lokal anestezi türüdür. Omuriliğe girmeyecek şekilde, omurilik zarının etrafına uygulanır.
Yalancı doğum sancısı, ilk kez doğum yapacak anne adaylarının en fazla düştüğü tuzaktır. Doğum sancılarının başladığını zannederek hastaneye taşınırlar. Ya eve geri dönerler, ya da birkaç gün gereksiz yere hastanede yatarlar.