Depresyon belirtilerinde de açıklandığı üzere, bazı depresyon belirtileri fizyolojiktir; örneğin özsaygı kaybı, konsantre olamama ve duygu eksikliği. Diğerleri, uyku bozulması, iştahta değişiklik, seks isteği kaybı, konuşmanın yavaşlaması, hareket ve düşüncelerin yavaşlaması, ışığa ve gürültüye tahammülsüzlük gibi fiziksel belirtilerdir. Fiziksel belirtileri çok benzer olmasına rağmen psikolojik belirtiler eksik olduğu ya da kişinin bir nedenle bunlardan bahsetmemiş olduğu için, fark edilmeden süren bir depresyon şekli olabileceği öne sürülmüştür. Bu tür bozuklukların diğer tek kutuplu depresif hastalıklarla aynı ya da benzer bedensel sebeplere bağlı olduğu söylenir (bu sebeplerin neler olduğu henüz tam bilinmiyor olsa bile).

19. yüzyılda, şiddetli yorgunluk yaşayan hastalarda bulunan bir hastalık olarak tanımlanmış, nevrasteni denilen bir bozukluk vardı.

Günümüzde kronik yorgunluk sendromu (KYS) olarak bilinen hastalığın Victoria döneminde yaşayanların nevrasteni dediği durumla güçlü bir benzerlik taşıdığı bazı psikiyatrlar tarafından görülmüştür. KYS "yuppi gribi" (yuppi: argoda hırslı ve maddi şeylere önem veren meslek sahibi genç) olarak adlandırılırdı, çünkü ilk olarak başarı merdivenini tırmanmaya çok istekli olan kişilerde ve çoğunlukla grip gibi bir viral enfeksiyon sonrası ortaya çıkıyordu. Ama kronik yorgunluk sendromu artık belirtileriyle uyumlu daha iyi bir isimle biliniyor.

Geriye dönüp bakınca, bu bozukluğun başlangıcından önce genellikle kişinin hayatında stres veya baskı yaşamış olduğunu görmek mümkündür. Aynı zamanda depresyonun birçok fiziksel belirtisini de gösterir, ama genellikle psikolojik olanları değil. Bu bazı ruh sağlığı çalışanlarını, durumun aslında örtülü depresyonun bir formu olduğunu düşünmeye yönlendirdi.

Ancak KYS hastaları yapıştırılan damga nedeniyle psikiyatrik bir teşhisi kabullenmekte isteksizdir. Genel sağlıkla ilgili hala, fiziksel hastalıkların "gerçek", psikiyatrik olanlarınsa bir şekilde "hayali" ya da daha az kayda değer olduğu şeklinde bir inanç vardır. Bütün hastalıklarda vücut ve zihin arasındaki olası ilişkinin burada olduğu gibi gösterilmesi, bu görüşün yanlış olduğu konusunda ikna edici olacaktır. Ne yazık ki, geniş anlamda halkın tutumu, ilgili bütün çabalara rağmen bu konuda çok hızlı değişecek gibi görünmüyor. Depresyon gibi hastalıkları sonunda ama kan testleri ya da benzer bir şeyle teşhis edebildiğimiz zaman, duygudurum bozukluğundan mustarip olanlara anjin ve diyabet gibi "kabul edilebilir" sorunları olanlarla aynı kabul seviyesi gösterilebilir.

Uzm. Dr. Henri Griladze

Bir hastada manik depresif major depresyon sanrisal bozukluk donemsel olarak teshis edilebilir mi tesekkurler... devamı