Zoofobi hayvan korkusudur. Bu fobi küçük çocuklar arasında ve bazı insanlarda oldukça yaygındır ve erişkinliğe kadar devam eder. Hastalar için zoofobi, çoğu insan hayvanları hayatının bir parçası yaptığı için ve insancıl olmayan hayvanlar tüm dünyada yaygın görülebildiği için oldukça yorucu ve stresli olabilir. Bu sorunu yaşayan insanları ele alabilecek çeşitli tedavi yaklaşımları bulunur.

Bazı durumlarda zoofobisi olan bir insan, büyük küçük bütün hayvanlardan korkabilir. Diğer hastalar bazı türlerde hayvanlardan korkabilirler. Örneğin entomofobi, zoofobinin çok yaygın bir türü olan böcek korkusudur. Çocukluk travmasından beynin anlaşılması güç şekilde çalışmasına kadar bu bozukluğun bir dizi oluşma sebebi olabilir. Sebebi anlamak genellikle terapinin önemli bir parçasıdır. Zoofobisi olan bir insan, hayvanlarla karşılaştığı zaman klasik panik belirtileri yaşar. Sinirlilik, endişe ve hızlanan kalp atışları, terleme ve baş dönmesinin yanı sıra kusma gibi belirtiler de oluşabilir. Hasta zihinsel olarak en kötü durum senaryolarının bir serisini kurabilir veya hayvanın çevresinde basit şekilde genel endişe durumunu yaşayabilir. İnsanlar aynı zamanda sosyal anlamda sakar veya rahatsız bir tavır sergileyebilir; çünkü diğer insanlar fobinin şiddetini anlamaz veya duruma saygı duymazlar.

Zoofobinin tedavisi birkaç yaklaşımla birleştirilebilir. Bir çeşit davranış terapisi güçlü bir şekilde önerilir. Bu tedavide bir hasta, terapistle basitçe fobiyi, nedenlerini ve potansiyel yaklaşımlarını konuşabilir veya duyarsızlaştırma seanslarında hasta, hayvanlara veya hayvan figürlerine maruz bırakılarak onlara yavaş yavaş alışması sağlanabilir. Bu sorunu yaşayanlar için özel eğitilmiş hayvanlar bu terapi türünde kullanılabilir.

İnsanlar aynı zamanda zoofobiyle başa çıkmak için ilaç da kullanabilir. Bu seçenek, hastanın diğer terapi türlerine yanıt veremeyecek kadar şiddetli bir korkuya ve endişeye sahip olduğu ve çok yıpranmış olduğu durumlarda tercih edilir. ilaçlar, hastanın hayvanlara karşı daha tepkisiz kalmasını sağlayacaktır; böylelikle hasta ve terapist seanslarda birlikte çalışabilir, zoofobiyi kontrol altına almak için hastaya evde uygulayabileceği bir plan geliştirebilirler.

Sevimli bir tavşancık veya dost canlısı bir midilli karşısında ölecekmiş gibi dehşete kapılmak bazı hayvan severler için garip bir durum olabilir; fakat zoofobi oldukça ciddi bir durumdur. Hayvanlardan korkan arkadaşlarla aile üyeleri sabırla ve destekle tedavi edilmeli ve psikolojik yardım almaya ikna edilmelidir. Bunun yerine aşağılamak veya onlarla dalga geçmek, duygusal olarak daha fazla strese yol açabileceği ve fobinin daha kötüye gitmesine neden olabileceği için bunlardan kaçınılmalıdır.