Uzmanlar Avrupa’da 35 kişinin ölümüne ve 3,000 insanın hastalanmasına yol açan kötücül E. Koli bakterisinin kesin olarak filizlerden geldiğinin belirlenmesine şaşırmıyorlar.

Uzmanlar zaten öteden beri çiğ filizlerin ve yetiştirilme biçimlerinin yiyecek kaynaklı bakteriler için harika bir gelişme ortamı oluşturduğunu söylüyor. 

İnsanlar filiz tüketmeyi sağlıklı olmakla ilişkilendiriyor, fakat birçok kişinin bunlardan hastalık kaptığı tıbben kesin. Önemli gıda güvenliği uzmanlarına göre bu tür enfeksiyonlardan korunmanın en iyi yolu, çiğ filizler yememek.

Amerika’da Minnesota Üniversitesi Bulaşıcı Hastalıklar Araştırma Merkezi başkanı Michael Osterholm, "Sağlıklı olmak için filiz yemek, kilo düşmek için sigara içmeye benziyor,” diyor. Başka uzmanlara göre filizler çiğ sütten bile tehlikeli, çünkü çiğ süt kolay bulunamazken, filizler her yerde bulunabilir. 
Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi bile tüketicileri uyarıyor: "Çocuklar, yaşlılar, hamile kadınlar ve bağışıklık sistemi zayıf insanlar, hangi tür olursa olsun, çiğ filiz yemekten kaçınmalıdır.”

Peki böylesine yeşil ve taze bir şey nasıl hastalık kaynağı olabilir ki?

Çok basit, çünkü bunlar tıpkı diğer bitkiler gibi tarlalarda büyüyorlar. Tarlalara kuşlar pisler, dere suları gelir, orada fareler ve yılanlar dolaşır. Tarlalarda doğal olarak var olan bakterilerin bir kısmı, filizlere de yerleşebilir.

Hayvan yemlerinde veya insan gıdası olarak üretilen ve daha sonra pişirilecek olan sebzelerde aynı sorunlar yaşanmıyor, filizleme sistemi sıcak, nemli ve humuslu bir ortam olduğu için bakteriler için daha elverişli.

Öyle anlaşılıyor ki filizleri pişirerek yememiz gerekiyor, fakat bu sefer daha az taze ve besin bakımından daha fakir oluyorlar. Belki en iyisi filizleri sirke gibi doğal bir anti-bakteriyel bileşenle yıkamak.